Çar. Eki 30th, 2024

Koca bir yılı belki de o bir haftalık tatilin heyecanı ve umuduyla geçirdiniz. Hepimiz, yılın tüm gerginliğini, koşturmasını, zorluklarını, hayal kırıklıklarını bir haftalık tatilin omuzlarına yüklüyoruz. Daha gitmeden kendimize yüklediğimiz beklentiler, tatilde de peşimizi bırakmıyor. Hatta yapılan araştırmalar tatile giden kişilerin tatile gitmeyenlere oranla daha mutsuz olduklarını ortaya koymuş. Çoğu zaman tatil dönüşü söylediğimiz “işte şimdi bir tatile ihtiyacım var” cümlesi de bu araştırmaları destekler cinsten.

Üstüne üstlük son yıllarda insanoğlu, o kadar çok dış etkenle sınanıyor ki… Pandemi, iklim krizleri, savaşlar, ekonomik çalkantılar, dengesiz ve yüksek tempolu iş hayatının inişli çıkışlı zorlukları… İnsanlık belki de ilk defa böylesine sabır ile sınanıyor. Tüm bu yükleri geride bırakmak için bir yıl beklediğimiz tatil ise daha gitmeden “tatilim bitecek” endişesi ile olması gerekenin tam tersi bir ruhsal durum ile baş başa bırakıyor.

Bu noktada durup düşündüğümüzde, tatile yüklediğimiz anlam altında kaybolduğumuzu görmüyoruz. Aslında önemli olan tatil değil, tatili nasıl planladığımız. Çoğu insan, tatilinde iki yoldan birini izler. İlki, her gün ellerindeki check-list ile gün bitmeden tüm aktiviteleri gerçekleştirmeye çalışırken, günü büyük bir yorgunlukla tamamlar. İkincisi ise tamamen gevşeme üzerine kurulu bir tatil planıdır. Belki tüm gün deniz kenarında ya da bir ağaç gölgesinde; mümkün olduğunda minimumda hareket ederek tatilini geçirir.

Aslında tatil planımızın tek amacı şarj olmakken, neden bütün bir tatili bir yerden bir yere koşturarak ya da hiçbir farkındalık yaşamadan, hayatımıza bir yenilik katmadan tüm günlerimizi havuz başında geçiriyoruz? Artık biliyoruz ki her iki seçenek de tatil dönüşünde kişiyi mutsuz eden bir yaklaşım içeriyor.

TalkTubaNa Kurucusu Tuba Müftüoğlu

Şimdi size kendinizi çok daha iyi hissettirecek ve gerçekten tatil yaptığınızı ruhen de fark edebileceğiniz bir reçete sunuyoruz. Mindfulness’i temel aldığınız bir tatile ne dersiniz? TalkTubaNa Kurucusu Tuba Müftüoğlu seyahatlerinizde farkındalığınızı ve huzurunuzu artıracak ve bavulunuzu toplamadan önce size gerçek bir tatil yaşatacak 7 öneriyi sıraladı.

1
Önce usulca telefonunuzu bırakın

Telefonunuz ya da laptopunuzla bağlantınızı ne kadar keserseniz, kendinize ve tatil deneyiminize o kadar bağlanacaksınız. Telefonlarımızı ve sosyal medya hesaplarımızı birbirinden güzel fotoğraflarla doldurmak elbette heyecan verici ve bir taraftan da egomuzu okşuyor. Ancak telefon ile yakalamak istediğimiz her anda aslında gerçek “an”ı kaçırdığınızın farkında mıyız? Bazen çektiğimiz en iyi görüntü, anılarımızda olanlar değil mi?

Telefonlarımızı çok fazla kullanarak aslında tatilin içinde yaşayacağımız o sürpriz anların deneyimiyle teması kaybetmiş oluyoruz. Kendimize ayırdığımız o birkaç gün içinde telefonumuza bakmadan ve maillerimizi kontrol etmeden tüm odak noktamızı yaşadığımız ana verdiğimizde; ayak parmaklarınızın altındaki kumu, ayak bileklerinize çarpan dalgaların sıcaklığını çok daha fazla hissedecek, çok daha fazla yaşamla temas halinde olacağız. Hayatın tüm güzellikleri sadece o an için bizimle ve onu maalesef eve götürme şansımız yok. Bu yüzden sadece o anı yaşamaya odaklanın.

2
Acele etmeyin

Farkında olmasak da hayattaki en anlamlı anlarımızı bir yerden bir yere koştururken kaçırıyoruz. Bu, farkındalığın tam tersidir. Acele etmek, dikkatimizi ve o anda kalma becerimizi tamamen öldürür. Sakin kalarak yaşadığımız anları hissetmeyi ve yeni anlara açık olmayı öğrenmeliyiz. Bu dikkatli bakış açısı, bir sonraki durağa gitme konusunda endişe duymadan rahatlamanıza ve olağanüstü deneyimler yaşamanıza teşvik edecektir.

3
Nefesinizle anda kalın

Belki günlük hayatınızda uygulamaya başladınız ya da çevrenizden nefes egzersizi yapan arkadaşlarınızın yaşadığı tecrübeleri dinlediniz. Günlük hayatımızda nefes ne kadar önemliyse tatilde de o kadar önemli. İş yerinde ya da evde yaşadığımız sıkıntılarda bir anda içimizi kaplayan endişeyi derin bir nefes alarak geride bırakmayı öğrendik. Günümüzde derin nefes almak, bir ana odaklanmak, nefes almak için zaman ayırmak; ruhunuzu yenilemenin belki de en mükemmel bir yolu. Tatildeki o muhteşem “an”larınızı kaçırmamak için derin nefesler almayı unutmayın.

4
Yediğiniz her lokmanın tadına varın

Seyahat etmenin belki de bizi en çok baştan çıkaran yanlarından biri farklı yemekleri ve yemek kültürlerini deneyimlemek değil mi? Ancak çoğu zaman bu deneyimi çok aceleye getiriyoruz. Her lokmanın tadını çıkarmak, lezzetleri keşfetmek için o anları da hissederek yaşamak gerekiyor. Tabağımızdaki o çok merak ettiğimiz lezzetin tadına varmak için yavaşlamanın tam zamanı. Her aldığınız lokmada tek tek içindeki malzemeleri keşfetmeye çalışın, uzun uzun çiğneyin, nefes alışınızı düzenleyin ve o anın farkında olun. Yemeğinizden daha fazla keyif alacağınızı göreceksiniz. Üstelik doğru beslenmenin en önemli gerekliliğini de yerine getirmiş olacaksınız.

5
Spontane olun

Tatilinizde bir programa, gezilecekler, yenilecekler listesine bağlı kalarak strese girmek yerine dolambaçlı yollara ve gezilere açık olun. Belki şu köşeyi döndüğünüzde geçen ay açılan muhteşem bir lezzet durağı keşfedeceksiniz. Kendinize her gün yeni keşifler yapabilmek için 2 saat ayırın. İlginç mağazalar, mekanlar, restoranlar, sokaklar deneyimlemek için kendinize bir şans verin.

6
Yeni insanlar tanıyın

Farkındalık, kendinize ve başkalarına açık olmakla ilgilidir. İnsanlarla göz teması kurmaktan, sabahları günaydın demekten, gülümsemenizi paylaşmaktan, bilmediğiniz yolu sormaktan çekinmeyin. Bu sefer sohbeti başlatan siz olun. Tatile gittiğiniz yerde görülecek farklı bir yer olup olmadığını sorun. Tatile geldiğiniz şehirde, hiç bilmediğiniz şeyleri yeni arkadaşınızdan öğrenebilir, farklı bir insanla yepyeni bir kültürün kapısını açabilirsiniz.

7
Meditasyona zaman ayırın

Daha bilinçli yaşamak, geçmiş ya da gelecek yerine şimdiye odaklanmak insanı ayakta tutar. Gün içinde saatlerinizi harcamak zorunda değilsiniz. On dakika bile ayırarak sakin ve huzurlu bir “an” yaratabilir, zihninizi serbest bırakabilirsiniz.

Stresli olduğumuzda verimliliğimiz azalır. Tatildeyken vücudunuzu hareket ettirmeyi ve meditasyon yapmayı bir öncelik haline getirin. Sadece esneyerek, yüzerek, sahilde koşarak, yürüyüşe çıkarak veya yoga yaparak vücudunuzu hareket ettirebilirsiniz. Bu egzersizleri yaparken yükselen duyusal uyarılarınızı daha çok fark edeceksiniz. İster karaya vuran dalgaların sesini, ister sabah öten kuşların cıvıltılarını, isterseniz omuzlarınızdaki su damlacıklarının serinliğini yaşayın; doğanın sizi içine almasına fırsat verin.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen