Stres, vücudun değişime verdiği normal tepkidir. Fiziksel, duygusal veya zihinsel olabilir. İster yaklaşan bir teslim tarihi, ister bir doğum günü partisi düzenlemek olsun; stres günlük yaşamın bir parçasıdır. Ancak, herkes strese farklı tepki verir. Bazıları için stresli hissetmek bariz olabilir, ancak diğerleri daha şiddetli hale gelene kadar fark etmeyebilir.
2015 yılında yapılan bir gözlem çalışması, yetişkinlerin stresi ne ölçüde algıladıklarına baktı ve %59’unun yüksek düzeyde stres yaşadığını buldu. Ancak aşırı stres veya çok fazla stres, vücudun düzeninin bozulmasına neden olabileceğinden fiziksel ve zihinsel sağlığınız için zararlı olabilir.
Normal düzeyde bir stres yaşayıp yaşamadığınızı veya gerçekten aşırı stresli olup olmadığınızı nasıl bilebilirsiniz? Stres herkesi farklı şekilde etkilese de; aşırı stresli olabileceğinizin bazı ortak işaretleri vardır.
KÖTÜ UYKU DÜZENİ
Çoğumuz uykusuz bir gece geçirmiş, yorgun ve sersemlemiş hissederek uyanmışızdır. Birisi aşırı stresli olduğunda, zihni bunalır ve bu, uykuya dalma ve uykuda kalma yeteneklerini etkiler. Kendinizi sürekli yorgun hissediyorsanız ve günü geçirmek için neredeyse hiç enerjiniz yoksa, aşırı stresli olabilirsiniz.
2.300’den fazla yetişkin katılımcıyla yapılan bir 2014 araştırması, strese maruz kalma ile artan uykusuzluk riski arasında önemli bir ilişki olduğunu gösterdi.
DEPRESİF HİSSETMEK
Sevilen birinin ölümü ve iş kaybı gibi önemli yaşam olaylarının üzüntü ve depresyon duygularına neden olabilmesi anlaşılır bir durumdur. Ancak maddi zorluklar, sorunlu ilişkiler, sağlık sorunları ve ebeveynlik sorumlulukları gibi günlük yaşam sorunlarından kaynaklanan stres de depresyona neden olabilir.
816 kadını inceleyen bir çalışma, hem kronik hem de akut stresin majör depresif dönem riskini önemli ölçüde artırdığını gösterdi. Depresyonun aile öyküsü, çevre, beyin kimyası, belirli tıbbi durumlar ve yetersiz beslenme gibi diğer faktörlerle ilişkili olduğunu not etmek önemlidir.
KAYGILI VEYA SİNİRLİ HİSSETMEK – YA DA HER İKİSİ!
Uzun bir süre boyunca yüksek düzeyde stres yaşadığınızda, bunalmış hissedebilirsiniz. Yapacak çok şeyiniz olabilir ve hepsini yapamayacakmış gibi hissedebilirsiniz. Bu sinirlilik duyguları yaratabilir. İster bir iş görüşmesine hazırlanırken, ister ilk buluşmaya giderken ara sıra endişeli hissetmek normaldir; ancak, kendinizi sürekli endişeli hissediyorsanız, bu aşırı stresli olduğunuz anlamına gelebilir.
30 ila 60 yaşları arasındaki tıbbi olarak sağlıklı çalışan yetişkinlere bakan 2015 tarihli bir araştırma, iş ve ev stresinin hem erkeklerde hem de kadınlarda anksiyete ve depresyon belirtileriyle ilişkili olduğunu gösterdi.
SIK SIK BAŞ AĞRISI
İster kötü bir gece uykusundan, ister akşamdan kalmalıktan; muhtemelen daha önce bir baş ağrısı yaşadınız. Bununla birlikte, aşırı stresin yaygın semptomlarından biri sık sık gerilim tipi baş ağrılarına yakalanmaktır.
2014’te yayınlanan bir çalışma, artan stresin, özellikle gerilim tipi baş ağrısı olanlar ve daha genç nüfus için bir katılımcının her ay baş ağrısı yaşadığı gün sayısının artmasıyla ilişkili olduğunu ortaya koydu.
SİNDİRİM SORUNLARI
Kronik stres, mide ekşimesi, kabızlık ve ishal gibi sindirim sorunlarına neden olabilir ve inflamatuar bağırsak hastalığı (IBD), irritabl bağırsak sendromu (IBS), peptik ülserler, gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) ve diğer fonksiyonel gastrointestinal hastalıkları olan kişilerde semptomları şiddetlendirebilir.
HIZLI KALP ATIŞI VE YÜKSEK TANSİYON
Hızlı bir yürüyüşe çıktığınızda veya bazı ağır mobilyaları hareket ettirdiğinizde kalbinizin daha hızlı attığını hissedebilirsiniz. Ancak, hareketsiz dururken veya otururken kalbiniz hızlı atıyorsa, bu aşırı stres altında olduğunuz anlamına gelebilir.
Stres yaşadığınızda, hem kalp atış hızınız hem de kan basıncınız yükselir. Ancak, stres etkeni kısa süreliyse (diğer bir deyişle durumsal stres), kalp atış hızınız ve kan basıncınız normal seviyelere dönecektir. Uzun bir süre stres altındaysanız, vücudunuz sonuç olarak uzun bir süre aşırı hızda olacaktır.
ARTAN AKNELER
Şunu hayal edin: Büyük bir sunumdan önceki gece ve dişlerinizi fırçalarken alnınızın hemen üzerinde kocaman bir sivilce çıktığını fark ediyorsunuz. Stresin şiddetinin akne şiddetindeki artışla önemli ölçüde ilişkili olduğu gösterilmiştir. Mekanizmalardan biri, stres tepkisi sırasında vücudun, cildin yağ üretimini artıran ve akneyi kötüleştiren kortizol salgılamasıdır. İltihaplanma, tıkanmış gözenekler, bakteriler ve hormonal değişiklikler gibi stres dışında akneye katkıda bulunabilecek başka faktörlerin de olduğunu unutmayın.
SIK SIK HASTALANMAK
Bağışıklık sisteminizin etkinliği, vücudunuzun yaşadığı stres düzeyine bağlıdır. Vücudunuz sürekli stres altındayken, bağışıklık sisteminiz savunmasız hale gelir ve enfeksiyon ve virüslerle savaşma yeteneği azalır. Bu nedenle, her zaman soğuk algınlığı veya önemli sağlık sorunları yaşıyormuş gibi görünüyorsanız, aşırı stres altında olabilirsiniz.
AĞRI VE SIZILAR
Kronik ağrı ve kronik stres el ele gider. Bir kişi acı çekiyorsa, kendini stresli hisseder ve sürekli stres altındaysa bu, ağrılara ve sızılara neden olabilir. Sabah kalktığınızda vücudunuz nasıl hissediyor? Eklemlerinizde ve sırtınızda sürekli ağrı hissediyorsanız, aşırı stres altında olabilirsiniz.
Uzun süreli stresin ağrıya neden olabilmesinin nedenlerinden biri, vücudun stres tepkisi sırasında salınan kortizol ile ilgilidir. Normal durumlarda, kortizol bir anti-inflamatuar hormondur; bununla birlikte, kronik stres ve tekrarlanan kortizol dalgalanmaları, kortizol işlev bozukluğuna neden olur. Kortizol disfonksiyonu enflamasyona neden olur ve bu da yaygın doku ve sinir hasarına yol açar.
DÜŞÜK LİBİDO
Stres libidoda değişikliklere neden olabilir. Eskiden olduğundan daha az seksle ilgilendiğinizi fark ederseniz, aşırı stres yaşıyor olabilirsiniz. 2021 yılında yapılan bir araştırma, COVID-19 salgınının kadınların üreme sağlığı üzerindeki etkisi arasındaki ilişkiyi inceledi. 1000’den fazla kadınla anket yaptı ve %45’inin stres nedeniyle cinsel dürtülerinde azalma yaşadıklarını söylediğini buldu. Hormonal değişiklikler, psikolojik faktörler, sigara, alkol tüketimi ve diğer sosyal faktörler dahil olmak üzere kişinin libidosunu etkileyen diğer faktörleri dikkate almak önemlidir.