Cum. Kas 1st, 2024

Osteoporoz yani halk arasında kemik erimesi olarak bilinen durum kemiğin en sık görülen metabolik hastalığıdır. Yapılan araştırmalara göre 50 yaşın üzerinde her üç kadından birinde ve 50 yaşın üzerinde ki 5 erkekten birinde osteoporoz görülmektedir. Osteoporozun en yaygın belirtisi, omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılardır. Osteoporoz erken dönemde büyük sorunlara yol açmasa da yaş ilerledikçe kemiklerde hasar oluşumuna yol açabileceğinde hastalık rutin taramalar ile erken dönemde tespit edilerek kontrol altına alınabilir.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmnapaşa Hastanesi Nükleer Tıp bölümünden, Uzm. Dr. Selda Yılmaz ‘Osteoporoza karşı dikkat edilmesi gerekenler’ hakkında bilgiler verdi.

Kemik mineral yoğunluğu ölçümü osteoporoz tanısında kullanılan en iyi yöntemdir.

Konvansiyonel radyografi, kantitatif ultrason, kantitatif bilgisayarlı tomografi, nötron aktivasyon analizi, magnetik rezonans, radyografik absorbsiyometri, foton-X ray absorbsiyometri ve son yıllarda QCT gibi yöntemlerle kemik mineral dansitesi belirlenebilmektedir. Çift enerjili X-ışını absorbsiyometri (DEXA) en yaygın kullanılan kemik mineral yoğunluğu ölçüm yöntemidir.

DEXA ölçümleri osteoporoz gibi sistemik hastalıkların tanı ve takibinde en önemli ölçüm yöntemi olmasının yanı sıra, ortopedik protez çevresindeki kemik dokunun sağlık durumu hakkında bilgi vererek, cerrahi tedavi tercihlerinin gözden geçirilmesine de sebep olabilmektedir.

Osteoporoz kadınlarda menopoz sonrası en önemli risk faktörü

Kemikteki kırılganlık (veya dayanıklılık) kemiğin yapısındaki düzen ve mineral madde yani kalsiyum ve fosfor miktarı ile orantılıdır. Lokal bir patoloji veya sistemik bir hastalık sonucu kemiğin birim alanındaki mineral madde azlığı ki hacimsel kemik mineral yoğunluğu (KMY/dansite) ile yüksek uyumluluk gösterir, kırılma (fraktür) riskini artırmaktadır.

Osteoporoz için pek çok risk faktörü bulunmaktadır. Bunların en önemlileri; menopoz sonrası kadınlar, 65 ve üzeri yaşta olmak, KMY kaybına neden olacak ilaç kullanımı veya hastalığın bulunmasıdır. Eğer ailede kırık hikayesi, en az 3 ay süresince glukokortikoid tedavisi, malabsorbsiyon nedenleri yani barsak da emilim bozukluğu oluşturabilecek hastalıklar ya da ameliyatlar geçirmiş olmak, primer hiperparatiroidizm, düşmeye eğilim, radyografide osteopeni görünümü, hipogonadizm gibi hormonal sebepler, anoreksia gibi yeme bozuklukları, erken menopoz (45 yaş altı), romatoid artrit gibi sistemik hastalıklar ve tedavilerinde kullanılan ilaçlar, 25 yaşındaki ağırlığından 10 daha fazla kilo kaybı, 57 kilodan az olmak, sigara içmek, aşırı alkol alımı, düşük diyetsel kalsiyum alımı, uzun dönem heparin, antikonvülsan kullanımı, tirotoksikoz, hiperkortizolizm, vitamin D eksikliği, böbrek ya da karaciğer hastalığı varsa risk artacağı için daha dikkatli olunmalı ve mutlaka DEXA ile ya da doktorunuzun size önereceği yöntemlerle KMY değerlerinizi ölçtürmelisiniz.

Osteoporoz (kemik erimesi) kendini kırıklarla göstermeye başladığı safhada tedavi edilmesi oldukça güç bir hastalıktır. Elbette osteoporozun her safhada hem ilaçlarla, hem cerrahi yöntemlerle tedavisi mümkündür ancak erken tanı konduğunda kişinin yaşam kalitesi artmaktadır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen