Dünya çapında CO2 salınımının görülmemiş seviyelere yükseldiği ve güç fiyatlarının tarihin en yüksek düzeylerine çıktığı günümüz şartlarında Glasgow’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) pek çok kesimde çevresel hareketliliği de beraberinde getirdi. Sürdürülebilirlik çalışmalarıyla takdir gören Signify, COP26 kapsamında, iklim hareket çalışmaları için gereken kesim liderliğini üstlenmeye ve bedel zinciri genelinde müşterileri ve iş ortakları ile daha esnek ve sürdürülebilir sıhhat hizmetleri oluşturmak için çalışmaya kararlı olduğunu açıkladı.

Aydınlatmada dünya önderi Signify (Euronext: LIGHT), karbon salınımını azaltmak ve hem şirketler hem tüketiciler için dijitalleşmeyi hızlandırmak emeliyle, güç tasarruflu ve irtibatlı LED aydınlatmaya[1] süratli bir halde geçilmesi davetinde bulundu. Bu kapsamda ülke ve iş dünyası önderlerinin hem profesyonel hem tüketici aydınlatma eserleri pazarlarını etkileyecek ve süratli sonuç verecek değişikliklere öncelik vermeleri gerekiyor.

LED aydınlatma kullanımıyla CO2 salınımları 553 milyon ton seviyesinde azaltılabilir

Yıllar evvel yaptığı ‘dünya çapında klasik ampul kullanımına son verilmesi’ne yönelik açıklamasından sonra ‘genel aydınlatmada’[2] yeni standart olarak güç tasarruflu, temaslı LED’lere geçiş davetinde bulunan Signify, bu teşebbüsü ile Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Amerikan İstihdam Planı üzere dünya çapındaki ekonomik toparlanma planlarının amaçlarına katkıda bulunacağı üzere, ülkelerin Paris Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmelerine de takviye olacak. Bu davet, Uluslararası Güç Ajansı’nın (IEA) tıpkı istikametteki görüşünü de yansıtıyor. Kısa bir müddet evvel yayınlanan ‘2050’ye dek Net Sıfır’ raporunda IEA, “LED ampullerin tüm ampul satışlarına oranının 2025’e kadar tüm bölgelerde 100 düzeyine yükselmesini” ve en az güç verimliliği standartlarına elektrikli mesken aletlerine yönelik akıllı denetimlerin de dâhil edilmesini tavsiye etmişti. Signify’ın bulgularına nazaran, profesyonel pazarda LED aydınlatma kullanımıyla CO2 salınımları 553 milyon ton seviyesinde azaltılabilir, bu da 25 milyar ağacın yılda atmosferden temizleyebildiği CO2 gazına eş bir ölçü. Bununla birlikte 494 milyon hanenin yıllık güç tüketimine muadil 1.132 terawatt saat güç tasarrufu sağlamak da mümkün. Bu da yıllık güç harcamalarında 117 milyar Euro azalma manasına geliyor.[3]

IEA Güç Ünitesi Lideri Brian Motherway, şu değerlendirmede bulundu: “Günümüzden 2030 yılına kadar uzanan süreç, dünya önderlerinin 2050 yılına kadar net sıfır karbon gayesine ulaşmalarında hayati bir rol oynayacak. Verdikleri taahhütleri, kısa ve orta vadede sonuç verecek aksiyonlarla desteklemeleri kaide. Güç verimliliği daha yüksek teknolojilere geçişin, ‘Sıfır Karbon Salınımı’ (Race to Zero) maksadına ulaşmamızı sağlayacak temel faktörlerden biri olacağını öngörüyoruz.”

“Çok süratli ve güçlü bir dönüşüme muhtaçlığımız var”

Program ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Signify Ortadoğu, Türkiye, Pakistan ve Afrika Kurumsal Bağlantı Yöneticisi Ebru Ertan Bilge görüşlerini şu sözlerle lisana getirdi: “130 yıldır dünyada, 90 yılı aşkın müddettir de Türkiye’de faaliyet gösteren bir şirket olarak, ‘Daha Aydınlık Hayatlar, Daha Âlâ Bir Dünya’ sürdürülebilirlik programı kapsamında ‘Hem Dünyayı Güzelleştirme Hem de İnsanların Hayatını İyileştirme’ misyonu edindik. Sürdürülebilirlik programımız çerçevesinde 2025 planlarımızı belirledik. Maksadımız, 2025 yılına kadar etraf ve toplum üzerindeki olumlu etkimizi ikiye katlamak. Her değerli global problemde olduğu üzere, iklim krizi de özel dalın, kamunun ve sivil toplumun iş birliği yapması gereken çok acil bir husus. İklim krizinin artan tesirlerine bu yaz devrinde ne yazık ki daima birlikte şahit olduk. Sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok yerinde orman yangınları, sel ve kasırga üzere iklim değişikliğinden kaynaklanan afetler meydana geldi. Global iklim felaketlerinin yaşandığı bu periyotta, dünyanın en saygın bilim kuruluşlarından olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), 6. Kıymetlendirme Raporu’nu yayımladı. Rapor, Paris Anlaşması’ndaki global sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlama maksadını gerçekleştirebilmek için çok süratli ve güçlü bir dönüşüme gereksinim olduğunu belirtiyor. Bu nedenle başlattığımız sürdürülebilirlik programının kritik kıymette ve zamanlamada olduğunu bilhassa belirtmek istiyorum. İklim krizi gezegenimiz için varoluşsal bir tehdit, bu mevzuda işbirlikçi olmak büyük ehemmiyet taşıyor.”