Din, dil, milliyet, zengin, fakir farkı gözetmeksizin tüm kültürlerin ortak paydasını oluşturan bu mütevazı içeceği daha yakından tanımak isterseniz, sizler için derlediğimiz bilgilere göz atabilirsiniz…
Dünyada sudan sonra en fazla tüketilen içecek olma ünvanını elinde bulunduran çay, “Camelia Sinensis” olarak adlandırılan bitkinin yapraklarından elde ediliyor. “yeşil”, “siyah”, “beyaz” ve “oolong” olarak dört kategoriye ayrılan çaylar aslında tek bir bitkiden elde ediliyor. Çayları farklı kılan ise çay yapraklarının toplandıktan sonraki işlenme aşaması oluyor, buna da fermantasyon deniyor. Çay ağacı aslında 20 metreye kadar uzayabilen bir ağaç. Yani istenirse bu ağaçlardan çay ormanları bile yapılır. Ancak yapraklarının kolay toplanabilmesi için budanıyor ve bizler onu bodur bir bitki olarak tanıyoruz. Çay fidanı dikildikten üç dört yıl sonra ilk ürününü veriyor. Ülkemizde yetişen çay bitkisi ise yılda üç kez sürgün veriyor. Yani aynı bitkiden üç kez hasat yapılıyor. Hasat mevsimi mayıs ayının ortalarında başlıyor ve ilk sürgün toplanıyor. Buna “ilkbahar hasadı” deniyor. Çayın ikinci sürgünü ise temmuz ayında başlıyor. Buna “yaz sürgünü” deniyor. Üçüncü sürgün ise eylül başında toplanıyor. Dolayısıyla her sürgünün lezzeti ve kokusu farklı oluyor. En makbulü ise ilk sürgün hasadı oluyor.
ÇAY VE SAĞLIK
Çayı mümkün olduğunca şekersiz içmeye özen gösterin.
Doğrudan çaya katılan şeker, sağlık açısından çayda bulunan yararlı maddeleri azaltmaktadır. Bu sebeple “Erzurum ve çevresindeki gibi kıtlama” şeklinde içmek ideal bir çözümdür.
Zengin florür kaynağı olan çay, diş çürüklerini önlenmeye de yardımcı olur.
Öneri…
Çayınıza farklı bir lezzet katmak isterseniz, suyuna kıyılmış kuru kayısı, karanfil ve kekik ekleyebilirsiniz.
ÇAY TİRYAKİLERİNE…
Günde altı kupadan fazla çay tüketmemeye özen gösterin.
Demir eksikliği olanlar, yemek sırasında ve yemek yedikten sonra en az bir saat içinde çay içmekten kaçınırlarsa, çayın demir üzerindeki olası ters etkisini aza indirgemiş olurlar