Cts. Kas 2nd, 2024

Aaaa ne kadar güzel oyun? Bunlar ne harikulade piksel grafikler böyle? Bıtbıtbıtbıtbıtbıt… Renkler cıvıl cıvıl, karakter tasarımları naneli şeker, müzikler tutti frutti lolipop? Bıtbıtbıtbıt… Diyaloglar da aynı kafa oh oh ne sevimli… Bıtbıtbıtbıtbıtbıt… Eee bitmiyor? Bitbitbitbitbit… BİTMİYOR? BİTBİTBİTBİTBİTBİT… OYUNA GEÇEMİYORUM? BİTBİTBİTBİTBİT… BİTSENE ULAN BU NE BİÇİM DİYALOG BÖYLE? Bitbit… Aha bitti. Kızçeyi kenara koydum, tavamı elime aldım da gidiyorum bakalım böcek ezeyim biraz… Çatçutçatçut… Oh iyi bulmaca da var. Bulçözbulçözbulçöz… E yine ara sahne girdi? BITBITBITBITBITBITBITBITBITBITBIT… LAN YİNE BİTMİYOR BU?

RDR2’den sonra en çok X’e basacağınız oyun

“Steam’deki en iyi Piksel grafikli 10 oyun” listesi yapacak olsak içine kafadan girecek olan Eastward, Şangay merkezli geliştirici PixPil’in sanıyorum ilk projesi. Çin menşeili geliştiricilerin adını duyurduğu bir başka el emeği göz nuru yapım ve felaket sonrası bir dünyada geçiyor. İşçi sınıfın gariban yiğidi John ile evlatlığı Sam’in, yeraltındaki köylerini geride bırakıp berbat bir yer olduğu rivayet edilen yüzeye, sonra da trenle doğuya gidiş yolculuğunu anlatıyor.

Benim bu incelemeye yazdığım giriş paragrafı ise maalesef Eastward ile olan tecrübemi eksiksiz özetliyor. Eğri oturayım doğru konuşayım, oyunun adının, öykünmesi minvalinde beraber anıldığı en eski Final Fantasy ve Dragon Quest oyunları benim oyun kültürüme dâhil yapımlar değiller. Hiç bilmem, dönemlerinde denk gelip oynamamış da değilim; direkt yaşım yetmiyor. Bu yüzden şu oyundaki diyalog yoğunluğunun seveni, hâlihazırda çok önce çıkmış muadillerinin yarattığı bir ekolü varsa, kusurum affola. Ancak ben bu oyundan bezdim. Oynamama anca 20’şer dakika izin verip sonra bahtsız şahsımı 10’ar dakikalık diyalog sekanslarına maruz bırakması beni hayattan soğuttu. Bütün o süre boyunca size seçtirmediği ve tamamen çizgisel akan konuşmaların her satırını sizin tuş basarak geçmenizi talep etmesi de cabası. “Ara sahne girince bırakayım kendi aksın” yok. O el o kolda bekleyecek. 3 yaşındaki çocuğa çiş yaptırıyoruz çünkü.

Eşeğe ölme diyorsunuz ama eşek ölüp kurtuluyor, siz kalıyorsunuz

Bakın ne diyorum, ben her oyunu klavye fare ile oynayan, klavye-fare desteği barındırmayan PC portlarına direkt el sürmeyen insanım. Ağır Hack’n’Slash yoksunluğu çektiğim şu yaz, PC’ye çıkan Ninja Gaiden Master Collection ve No More Heroes 1-2’yi klavye fare desteği yok diye oynamadım. Şu oyunu sol yanıma yatıp “x ekseninden” ilerleteyim isteyecek raddeye geldiğimden, gidip Eren’den kol ödünç aldım ama mesela. Disco Elysium veya herhangi bir başka layığıyla yazılmış bol diyaloglu oyunu getirin, sabahlara kadar emip kurutayım; yani RPG’lere bir garazım yok. Problemim Eastward ile. Oyundaki diyalog seli evlatlığımız Sam’in başlarda “John o ne? Ben de okula gideyim mi? Earthborn çok güzel” benzeri sevimlilikleriyle bir başlıyor, 20 küsur saat öyle gidiyor! Açtım baktım Youtube’dan tam süresini bileyim diye, oyunun 8 saati diyalog? Bu sürenin haddinden fazlası karakterler arası sevimlilikler ile geçiyor? Her satırı geçebilmek için de ekranda tamamen belirmesini beklemeniz lazım? Ya güzel kardeşim göz ziyafeti oyun yapmışsınız, fazla kalorisini alıp koysanıza önüme? Hayır bir de oyunun hikayesi gerçekten güzel ama yazımı hem hikâye temposunu düşürüp hem de oynanışı o kadar sık ve uzun bölüyor ki tek seferde 1 saatten fazla oynamak için inceleme yetiştiriyor olmanız gerekiyor.

“Ha şöyle!” diyebilmek için çok beklemek

Oynanış nasıl peki? Basit ama ağızlara layık. John’un tavası ve bombalarıyla başlayıp gelişen bir repertuvarı, Sam’in de düşmanlardan çok bulmacalara yarayan psişik güçleri var. İki karakter arasında geçiş yaparak engelleri aşıyorsunuz, bazen birbirlerinden ayrı düşüyorlar baba-kızı kavuşturmaya çalışıyorsunuz vesaire. Mekanikler pek karmaşık değil ama olmasına gerek de yok, oyunun havasına gayet uygun, tıkır tıkır çalışıyor. Bölümler genel olarak epey çizgisel, hızlıca çözebileceğiniz (bazen de hızlıca çözmeniz gereken) keyifli bulmacalar barındırıyorlar. Bölüm sonu savaşları ve düşman çeşitliliği de yerinde. Oyunun her karesi bir başka güzel olduğu, her animasyonu göze bir ayrı güzel geldiği için ne basit bulmacaları çözmekten ne de kolay düşmanları dövmekten sıkılmıyorsunuz; ta ki sonraki ara sahne gelip keyfinize limon sıkana kadar.

Eastward özene bezene yaratılmış dünyasıyla ön plana çıkan bir inci tanesi ancak oynamaktan çok izlediğiniz oyunlara zor sabrediyorsanız, kesinlikle almayın. Fazlaya kaçan sevimlilikleri ve kontrolleri size emanet etmekteki çekimserliği yüzünden başında ruhunuzu teslim etmeniz işten bile değil. Ha, ama diyorsanız ki “iyi Pixel Art için ruhumu teslim ederim, satarım, senet bile yaparım” o zaman Eastward bulup bulabileceklerinizin en iyilerinden.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen