Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, düzenlediği basın toplantısında MİT ile PKK arasında gerçekleştiği iddia edilen ses kaydı, füze savunma sistemi ve Akdeniz’deki sondaj krizi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalar şöyle:

Sayın Obama’nın görüşmesi biraz arabuluculuk gibi olacaktır fakat Türkiye‘nin niyeti bellidir ve istekleri de bellidir kimse bizim niyetimizi geri adım attırmaya kalkmasın. ABD benim görüşmemden bu yana atılan bazı adımlar konusunda da yardımcı olmuştur ama bundan sonraki adımlarda gerekenleri biz açıkladık bundan sonra atılacak adımlar önemli yapılacak yorumlar değil.

İstihbarat teşkilatının ise görevleri bellidir, bir sınırlama yoktur ve ülkenin bekası önemlidir. Hükümetimizin herhangi bir şekilde veremeyeceği bir hesap yada durum yoktur. Terörü engellemek için ne gerekiyorsa, harekat dahil ne gerekiyorsa yapılacak ve terörün bütünüyle dağıtılması için diğer alanlarda da yapılacaktır. Bu konuda da müsteşarımız görevini yapmıştır ve yapacaktır. Biz gelenek olarak bize sığınanı karşılığı ne olursa olsun pazarlık yapmak söz konusu olmamıştır, bakarsanız Osmanlı’nın son dönemine bize krallar bile sığınmıştır ve sahip çıkmışızdır.

Biz, Suriye‘de olaylar devam ederken ve maalesef Suriye yönetimi zalimlerce yöntemlerle davranıp Suriyeli kardeşlerimizin bize sığınmasından sonra Hatay‘da çadır kentler yaptık ve burası bir mülteci kampı demedik, burası sizin bir misafirhaneniz istediğiniz kadar kalabilirsiniz, dedik ve bununla beraber hiç bir kısıtlama yapmadık. İsteyen istediği gibi gider yada gelir, Suriyeli kardeşlerimizin kaderi bizim kaderimizdir. Biz Suriye‘den gelen kardeşlerimizi en iyi şekilde ağarlardık, ağırlamaya devam edeceğiz kesinlikle ve kesinlikle takas söz konusu değildir olmayacaktır. Suriye‘de ki bu zulme karşı artık Türkiye‘de sesini daha fazla yükseltecek ve adımları daha hızlı atacağız.

Ortadoğu’da ki yapılan ziyaretlerde de niyetimizi belirttik, Libya‘da basınımıza da yansımıştır muhteşem bir karşılama oldu. Sadece Trablus’ta değil, Misrata’da ve diğer yerlerde milyonlarca insanlar ellerinde Türk bayraklarıyla sokaktaydı. Bu sene Şubat ayında ben bir çağrıda bulunmuştum. Sakın bizi yanlış anlamayın Libya‘yı terk etmedik, etmiyoruz çünkü Libya bizim kendi diyarımızdır, terk edilecek bir diyar değildir.

Önümüzde ki hafta yapılacak konseyde UGC’nin yapacağı konuşma bizim için çok önemlidir, ayrıca Libya‘nın ay yıldızlı bayrağı da çok önemlidir ve BM gönderine de bu bayrak çekilecektir buda son gelen haberlerden biri. Kıbrıs’ta müzakereler devam ederken Rum yönetimi böyle bir sondaj ve arama çalışması yaparsa bu açıkçası provokasyondur, hani tek devlet deniliyordu o zaman ayrı ayrı bu bizim şu sizin deniliyorsa demek ki iki ayrı devlet var burada. Eğer bu emrivaki devam ederse atılacak adımlar var bunlardan bir tanesi kıta sahanlığı anlaşmasıdır. Hiç bir emrivakiyi kabul etmeyiz bunu bütün uluslararası çevreler kabul etmelidir’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.