Çar. May 1st, 2024

Trabzonspor’un hocası Şenol Güneş, yeni sezonun başlamasına saatler kala gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. Güneş, “Şampiyonluk sadece sonuçsal bir değer değil. Oynadığınız futbol ve bıraktığınız izler de önemli. Bu şekilde bakarsak Trabzonspor şampiyondur” dedi.


Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, dün düzenlediği basın toplantısında çarpıcı açıklamalar yaptı.. Gündeme dair ne varsa görüşlerini aktaran Güneş’in sözlerini sizler için derledik:

“Biz kupa almadık ama kendimizi şampiyon olarak görüyoruz. Şampiyonluk sadece sonuçsal bir değer değildir. Oynadığınız futbol, bıraktığınız izler de önemlidir. Bazen 82 puan topluyorsunuz ama çöpe atılıyor, sonuç gelmiyor. Futbol açısından bakarsak Trabzonspor’u şampiyon olarak görüyorum. Kupa alınır alınmaz.

Hukuki tarafını konuşmuyorum. F.Bahçe antrenörü, futbolcusu da emek verdi, saygı duyuyorum. Bizim F.Bahçe ile hiçbir sorumuz yok. Kimseyle yok. Biz kendi işimizi yapıyoruz.

Onun dışında gelişen şartlarda bazı kararlar alınıyor. O kararlar çıktığında sizi ikincilikten birinciliğe alıyorlar. Orada olmazsak başka birini alacaklar. O yüzden bizden niye rahatsız oluyor başkaları. Bizimle ilgili bir şey yok. Bizim bir gayretimiz de yok.

Eğer polisin, savcıların işi doğruysa o zaman bize haksızlık yapıldı, en büyük mağdur biziz. Son anda Şampiyonlar Ligi’ne alındık. Son anda birçok oyuncum gitti.

‘Kimse oh demesin’

Seyirci ve taraftarın yeni dönemde çok daha dikkatli ve sorumlu olmasını bekliyorum. Sevgi, saygı, hoşgörüyü ön plana çıkarmamız gerek. Hep birlikte suçun karşısına geçmemiz gerekiyor. Suçu yanımıza alırsak bunu asla düzeltemeyiz. Kimse ‘oh’ demesin. Bu rahatsızlıkta herkes payını alacaktır. Hiç ilgisi olmayan kişi de alacaktır, çocuklarımız da alacaktır. Çocuklar çalmanın, çırpmanın, suçun benimsenmediği bir hayat istiyorlar. Eşitlik, adalet, sevgi, düzgün bir hayat istiyorlar. Çalışırken rahatlık, güven istiyorlar. Şüphe görmek istemiyorlar. Onlara o zemini hazırlaması gereken bizleriz.

‘Play-off sistemi nedir, bilmiyorum’
PLAY-OFF sistemi konusunda bize bir şey sorulmadı. Yanlışlar yapıyoruz, ben de yapıyorum. Kurumları insanlar yönetiyor, hatalar yapılıyor. Düzelmesi için fikirlerimizi söylememiz lazım. Ben play-off sistemi ne için yapıldı bilmiyorum. Play-off’a karşıyım ama sistemin ne olduğunu bilmediğim için yorum yapamam.”

‘Şehrin heyecanı ve coşkusu yetersiz’
“Şampiyonlar Ligi heyecanını ilk kez yaşayacağız. Ama şehrin heyecanı ve davranışı yeterli değil. Şampiyonlar Ligi’nin ne olduğunu anlayamadık. Daha coşkulu olmak lazım. Gruba baktığımızda 4 takım içinde birinci de sonuncu da olabiliriz.”

‘Kadroyu dağıttık, tekrar yapıyoruz’
“Kadromuzu dağıttık. Yaptığımızı yıktık, yeniden yapıyoruz. Bu büyük bir travma. Selçuk’a 4 milyon Euro verilseydi, kalır mıydı diye tartışmak doğru değil. Bu bitmiş bir konu. Selçuk ya da Egemen fark etmez. Gitmiştir ve bitmiştir. Umut da Ceyhun da Engin de önemliydi bizim için. Rakamsal olarak dengeleri bozduk biz zaten. Gizli saklı bir şey yok.

Sol ayaklı stoper bulamadık. Egemen tipi bizim için önemli bir oyuncu karakteriydi. Ancak bulamadık. Ben mesela forvete Messi’yi istiyorum. Kaleye de Buffon’u. Ama olabilir mi şu an, yok. Her şey istediğimiz gibi olmuyor.”

‘Kanun, suçu örtmek için çıkıyorsa ‘hayır’ derim’
“Suçun bir cezası olmalı, kim olursa olsun. Bilmeden yapılan hatalar hoşgörü olabilir, onu düzeltme için şans verilmeli ama suç yapılıp da onun karşısında çözüm aramak adına suçu örtbas edersek, öteleme yaparsak yeni suçlar gelecektir. Kanunları değiştirmek yerine, insanın kendisini değiştirmesinin daha önemli. Komünizm rejimiyle yönetilen bir ülkede demokrasiye geçtiğinizde eğer aynı kişilerle demokratik anlayışı yerleştirirseniz hiçbir şeyin değişmediğini göreceksiniz. O halde düşüncelerin değişimi kanunların değişimden çok daha önemli.

Eğer daha iyi, huzurlu bir ortam için kanun çıkıyorsa herkesin ‘evet’ demesi gerekiyor. Ama suçu örtmek için yapılıyorsa kesinlikle ‘hayır’ derim. Kanunları değiştirerek de düzeni, huzuru bulamayabilirsiniz.”

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen