Paz. Mar 17th, 2024
“‘Oğlum bana ‘baba sen katil misin?’ diye soruyor”
Ermenek’teki maden faciasının ardından Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.
KARAMAN’ın Ermenek İlçesi’nde eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 madencinin öldüğü faciayla ilgili hazırlanan iddianamede, Has Şekerler Madencilik Şirketi’nin daimi nezaretçisi, facia ardından 3 ay tutuklu kalan maden mühendisi Yavuz Özsoy, “Sondaj makinası olsa bile bu olay olacaktı. Elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim, oğlum bana ‘Baba sen katil misin?’ diye soruyor. Ben katil değilim” dedi.
Ermenek’in Pamuklu Köyü’nde geçen 28 Ekim’de Has Şekerler Madencilik Şirketi’ne ait linyit ocağında, eski ocakta biriken suyun basması sonucu 18 madenci mahsur kaldı. Facia ardından başlayan arama- kurtarma çalışmaları 38 gün sürdü. Bu çalışmalar kapsamında 18 işçinin cesetleri değişik tarihlerde ocaktan çıkartıldı.
Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan yargılanması talep edilen ve yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan daimi nezaretçi ve fiilen işletme müdürü Yavuz Özsoy, 2009 yılından itibaren aynı şirkette çalıştığını ve kazaya neden olan eski ocakla ilgili imalat haritasının elinde bulunmadığını ve her hangi bir şirket yetkilisinin de kendisine harita vermediğini öne sürdü.
“OCAĞIN İÇİNDEKİ SU İÇİLEBİLİYORDU”
Özsoy’un Sulh Ceza Hakimliği’ne verdiği ifadesinde, ocağın bir çok yerinde su gördüğünü ancak bunların doğal su olduğunu belirtti. Özsoy’un ifadesinde şunları söylediği görüldü:
“Yaptığım incelemelerde ocağın birçok yerinden damlayarak su geldiğini gördüm. Bu doğal suydu, içilebiliyordu, kokmuyordu. Bu nedenle herhangi bir sorun olduğunu düşünmedim. Ayrıca şirket 45 gün fiilen çalışmayı bıraktığında 3′üncü Başyukarıda damla damla su akması nedeniyle 15 metrelik bacada kabarma ve kayma mevcuttu, killi toprak kaymıştı, aynı şekilde aşağı düz bacada da kilden dolayı kayma meydana gelmişti, bu işletmenin çalışmamasından kaynaklanıyordu, madenin her yerinde su damlaları mevcuttu, bu madenlerde olağan bir durumdur, aynı şekilde 4′üncü başyukarıda da su damlaması mevcuttu, ben bunlardan su basması tehlikesini oluşturacak nitelikte bir belirti tespit edemedim.”
Mühendis Cemile Karaca’nın faciadan 5-6 ay önce de taş bacadan su geldiğini söylediğini ve bu sudan bir miktar getirdiğini belirten Özsoy, “Bu suyu kendim tattım. Tatlı su olduğunu tespit ettim ben hiçbir şekilde analize su göndermedim” dedi.
Özsoy, 2010 yılında ocağın 905 kotunda, 2011 yılında da 900 kotundaki iki eski ocakta su çıktığını ancak tahliye ettikten sonra çalışmaya devam ettiklerini söylediği belirtildi.
ŞÜPHELİLERİN SONDAJ MAKİNASI SORUMLULUĞU
İddianamede yargılanması istenen şüphelilerin, eski ocağa ait imalat haritası ve sondaj makinası temininden sorumlu oldukları belirtildi. Özsoy da mevzuat gereği sondaj makinasının olması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Sondaj makinası olsa bile bu olay olacaktı. Çünkü elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Ben bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim. Oğlum bana ‘baba sen katil misin’ diye soruyor. Ben katil değilim. Ruhsatı verirken imalat haritaları vermeyen ya da bu çalışma esnasında 5 yıllık süre içerisinde bu haritaları temin etmeyen kişiler sorumludur.”
SAFFET UYAR: SONDAJ MAKİNASI 20 BİN DOLAR
Aynı suçtan halen tutuklu bulunan Has Şekerler Madencilik sahibi Saffet Uyar da, ifadesinde eski ocağa ait imalat haritasını ruhsat sahibi firmadan talep ettiğini ancak verilmediğini öne sürdü. Sondaj makinasının kullanılmasının zorunlu olduğunu da geçen yıl Haziran ayında MİGEM’in (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) yaptığı denetleme sonucu öğrendiğini belirtti. Uyar, sondaj makinasının 20 bin dolar olduğu için alamadıklarını belirterek, “Müfettişlerin kontrol sondajından dolayı firmama ceza kesmeleri üzerine yer altı sondaj makinası fiyatları ile ilgili bir çalışma yaptım. Ortalama 20 bin dolar civarında olduğunu öğrendim. İçinde bulunduğum ekonomik sıkıntılardan dolayı yer altı sondaj makinasını alamadım” dedi.
RUHSAT SAHİBİ
Aynı suçtan yargılanması talep edilen ve halen tutuklu bulunan ruhsat sahibi Ermenek Cenne Liynit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey’in ifadesinde, rödovans şirketi olan Has Şekerler Madenciliği, eski ocak konusunda 60 metre yakınına kadar yaklaşabilecekleri yönünde uyardığını söylediği belirtildi. Sondaj makinası sorumluluğununda yine rödovans şirketine ait olduğunu belirten Özbey’in ifadesinde, “Yeraltı sondaj makinası alma, bulundurma ve kullanma zorunluluğu ruhsat sahibi firma için değil, rödovansçı firmalar için geçerlidir. Bu makinayı bulundurması gereken ocağı işleten rödovansçı firmanın kendisidir. Ruhsat sahibi firmanın bu hususta hiçbir sorumluluğu yoktur” dediği kaydedildi.
3 TUTUKLU
Facia ardından Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 8 kişiden Has Şekerler Madencilik sahibi Saffet Uyar, ruhsat sahibi Ermenek Cenne Madencilik Şirketi Müdürü Abdullah Özbey, Ermenek Cenne Madencilik şirketi teknik nezaretçi Ali Kurt, aynı şirketin işletme müdürü Mehmet Zeybek, Has Şekerler Madencilik Limited Şirketi’nin daimi nezaretçisi Yavuz Özsoy, tutuklandı. Diğer 3 sanık, Has Şekerler Madencilikte görevli maden mühendisleri Cemile Karaca, Nuray Yetiş ve iş güvenliği uzmanı Engin Yetim de, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan 5 kişiden Mehmet Zeybek ve Yavuz Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra geçen şubat ayında adlı kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Saffet Uyar, Abdullah Özbey ve Ali Kurt olmak üzere 3 kişi ise halen tutuklu.
BİLİRKİŞİ RAPORU
Facia ardından hazırlanan bilirkişi raporunda Saffet Uyar ve Abdullah Özbey ile MİGEM (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) asli kusurlu, diğer şüpheliler tali kusurlu bulundu.
16 KİŞİ YARGILANACAK
İddianamede Has Şeker ve Cenne Kömür işletmelerinde sorumlu olan kişilerin yanı sıra daha önce iki şirkette çalışmış olan teknik nezaretçiler ile geçmiş dönemde yöneticilik yapan ortakların da bulunduğu 16 kişinin yargılanması istendi. Aralarında Saffet Uyar ve Abdullah Özbey’in bulunduğu 14 kişinin ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ suçundan ölen her bir madenci için, 20 yıldan 25 yıla kadar yargılanması bekleniyor. Aynı suçtan yargılanacak olan teknik nezaretçi Ali Kurt’un, ayrıca ‘Özel belgede sahtecilik’ suçundan da yargılanması talep edildi. Diğer 2 sanıktan, Has Şekerler Madencilik şirketi işçilerinden barut biriminde görevli N.Ö., imza yetkisi olmadığı halde şirkete ait bazı belgelere imza attığı gerekçesiyle ‘Özel belgede sahtecilik’ suçundan, puantör M.A. da yaşanan faciayı hemen bildirmediği iddiasıyla ‘ Bildirim yükümlülüğü ihlali’ suçundan yargılanması savcılık tarafından istendi.
KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN SORUŞTURMA İZNİ
Bilirkişi raporunda MİGEM’de asli kusurlu bulunmuştu. Savcılığın iddianamesinde de kamu görevlileri hakkındaki soruşturmanın devam ettiği bunun içinde soruşturma izni talep edildiğini ve dosyanın da ayrı tutulduğu belirtildi.