89 ülkede otel, restoran ve kafe sofralarına şıklık getiren Bonna Porselen, yeni koleksiyonu Prints ile ömrü tehdit altında olan yaban hayatına takviye oluyor. Bonna, Prints koleksiyonuyla farkındalık yaratarak, tehdit altındaki bu canlıların dünyada kendilerinden bir iz daha bırakmasına katkı sağlamayı hedefliyor.
2014 yılından bugüne HoReCa markası olarak faaliyetlerini sürdüren ve 89 ülkede otel, restoran ve kafe sofralarına şıklık getiren Bonna Porselen, yeni koleksiyonu Prints ile ömrü tehdit altında olan yaban hayatına takviye oluyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Müdafaa Vakfı) iş birliği ile hayata geçen koleksiyon, doğal ömür alanları daraldığı için sayıları günden güne azalan ‘Alageyik, Turna, Su Aygırı, Siyah Gergedan ve Mavi Balina’ cinslerinin ayak yahut kuyruk izlerini taşıyor. Bonna, Prints koleksiyonuyla farkındalık yaratarak, tehdit altındaki bu canlıların dünyada kendilerinden bir iz daha bırakmasına katkı sağlamayı hedefliyor.
1983 yılında küçük bir seramik atölyesinde faaliyete başlayan Kar Porselen’in çatısı altında yer alan Bonna, özgün, inovatif ve yenilikçi dizaynlarıyla olduğu kadar sürdürülebilirlik projeleri ile de dikkat çekiyor. Tabiata ve yaşama saygılı üretimi benimseyen marka, WWF-Türkiye iş birliği ile hayata geçirdiği Prints by Bonna koleksiyonu ile yaban hayatında yaşamı tehdit altında olan cinsler ile ilgili farkındalık yaratılmasına takviye oluyor.
Prints, ömrü tehdit altında olan çeşitlerin ayak ve kuyruk izlerinden tasarlandı
Bonna, Prints koleksiyonu ile dünyadaki karbon ayak izini azaltarak, daha sürdürülebilir bir üretime yanlışsız geçerken, hayatı tehdit altında olan hayvanların dünyada her geçen gün azalan izlerine dikkat çekiyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Muhafaza Vakfı) iş birliği ile hayata geçen koleksiyon, doğal ömür alanları daraldığı için sayıları günden güne azalan ‘Alageyik, Turna, Su Aygırı, Siyah Gergedan ve Mavi Balina’ tiplerinin ayak yahut kuyruk izlerinden tasarlandı. Sofralarda yer verilen her Prints eseriyle, tehdit altındaki bu canlıların dünyada kendilerinden bir iz daha bırakmasına katkı sağlamayı hedefleyen marka, herkesi bu güzelliğe tabiat dostu sofrasından ortak olmaya davet ediyor.
İnsanlık için küçük yaban hayatı için kıymetli bir adım
Geliştirdikleri projelerle çevreyi ve dünyayı korurken, sürdürülebilir üretimin değerine dikkat çekmek istediklerini tabir eden Bonna Genel Müdürü Erbil Aşkan, “Sürdürülebilir üretimle, gezegenimizin kaynaklarını israf etmeden üretmek mümkün. Biz de bu tarafta çalışmalarımızı sürdürüyor, gayelerimizi genişletiyoruz. Bu kapsamda ortak fikir yapısında olduğumuz WWF-Türkiye ile iş birliği yaparak hayata geçirdiğimiz Prints koleksiyonumuz, bizler için küçük lakin yaban hayatı için kıymetli bir adım olacak” diye konuştu.
Bonna Satış Pazarlama Yöneticisi Reha Tavil ise, Prints eserleri ne kadar çok beşere ulaşırsa, ömrü tehdit altında olan bu canlılara o kadar çok dokunabileceklerini vurgularken, “Hepimizin ortak dileği cinsler tehditle karşılaşmasın, farklı tipleri söylem etmek, koleksiyonu genişletmek zorunda kalmayalım” dedi.
WWF-Türkiye Kurumsal İş birlikleri Küme Müdürü Simge Abay, Bonna ile yaptıkları iş birliğine şöyle değindi: “Bonna’nın üretim süreçlerini dönüştürmesi, Prints koleksiyonunu dönüştürülmüş hammaddeden üretmiş olması, ambalajlarını tekrar kullanılabilir hale getirmesi gezegenimiz için hoş bir adım oldu. Tabiat kayıpları yaşandıktan sonra yerine koymak bazen imkânsız bazen de yılları gerektiriyor. Bu sebeple en kıymetlisi korumak, biz de WWF-Türkiye olarak korumazsak kaybederiz diyoruz. Tabiatın sıhhati insanın sıhhati demek. Şayet tabiat sağlıklı ise bizler sağlıklıyız.”
100 geri dönüştürülmüş gereçlerden üretiliyor
Yaban hayatına dikkat çeken Prints projesinde Bonna, sürdürülebilir ve etraf dostu eserler kullanıyor. Özüne sadık kalarak, topraktan aldığını toprağa geri verme anlayışıyla çalışmalarını sürdüren marka, koleksiyonunda 100 geri dönüştürülmüş hammadde kullanıyor ve bu sayede tabiat üzerindeki olumsuz tesirini asgarî seviyeye indiriyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı