-Dolar alıp başını gitmedi, doların buraya gelmesi istendi
-Ekonominin kitabını Prof. Dr. Haydar Baş yazdı
-Asgari fiyatın en az 10 bin lira olması lazım
-Millet İttifakı ile hiçbir resmi görüşmemiz olmadı
BTP Genel Lideri Hüseyin Baş: Döviz hakimiyetinin son bulabileceği, ülkelerin kendi para üniteleriyle, kendi alın terleriyle, emek ve üretimlerinin karşılığında ticaret yapabileceği tek formül Ulusal Para formülüdür. Bunların hepsi bu kitapta var ve Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında bunlar uygulanacak.”
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Lideri Hüseyin Baş yayın hayatına yine başlayan Flash TV’de Hakan Aygün ve Gizem Fidan’ın sunduğu Basın Kulübü programına konuk oldu.
Programda gündeme ait sorulara yanıt veren BTP önderi bilhassa iktisat üzerine değerli açıklamalar yaptı.
Dövizdeki yükseliş ve faiz tartışmasına ait görüşleri soruların Hüseyin Baş, “Hukuk fakültesi mezunuyum, iktisatta yüksek lisans yaptım. Şunu söyleyebilirim, bugün faiz yüzde 15. Bu yüzde 15 düşük bir faiz değil ki. Dünyada kaç tane ülke yüzde 15 faiz veriyor?” dedi ve şöyle devam etti, “Siyasi istikrar sorunumuz var, hengame sorunumuz var. Bakın dünyada bürokrasi sınıfından olan herkes şunu bilir, sen çıkıp ülkenin yöneticisi olarak Merkez Bankanla, mali kurumlarınla hengame edersen dövizi fırlatırsın. Bunu bugün bizim Cumhurbaşkanımız yapıyor. Sizce bu bilinçsizce yapılan bir şey mi? Bu farkındalık içinde yapılan bir durum. Doların alıp başını gitmesi şuurlu. Dolar alıp başını gitmedi, doların buraya gelmesi istendi. Yoksa yüzde 15 faiz dolar 8 liradan 13 liraya çıkacak!”
“Ekonominin kitabını Prof. Dr. Haydar Baş yazdı”
BTP Genel Lideri Hüseyin Baş’ın bu değerlendirmesi üzerine ortaya giren Hakan Aygün, “Siz de iktisadın kitabını yazsanız mı acaba!” dedi.
BTP önderi, Aygün’e şu yanıtı verdi; “Prof. Dr. Haydar Baş aslında yazdı iktisadın kitabını, Ulusal İktisat Modeli. 27 Şubat 213’te Rusya Meclisi Duma’da babam bu modeli 4.5 saat anlattı. Bugün Rusya’da bu model uygulanan bir model. Bugün Çin’de bu model uygulanıyor. 2005 Mortgage krizinden ABD bu modelle kurtuldu. Mesela burada senyoraj gelirinden bahsedilir, vatandaşın paraya sahip olmasından bahsedilir. 2005 yılında dünyaya ilan edilen Ulusal İktisat Modeli’nde geçen ve “senyoraj” denilen fiil 2008 yılında Joseph Stiglitz tarafından mali niceliksel genişleme ismiyle iktisatla sokuldu ve Stiglizt bu kavramla birlikte Nobel İktisat mükafatı aldı. Bu, bu kitapta yazan kavramdır. Ulusal İktisat Modeli’nde mili paradan bahsedilir, devletlerin kendi ulusal paralarıyla ticaret yapmasından bahsedilir. İşte döviz hakimiyetinin son bulabileceği, ülkelerin kendi para üniteleriyle, kendi alın terleriyle, emek ve üretimlerinin karşılığında ticaret yapabileceği tek formül Ulusal Para formülüdür. Bunların hepsi bu kitapta var ve Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında bunlar uygulanacak.”
“Asgari fiyatın 10 bin lira olması gerekir”
Programda taban fiyat gündemini de pahalandıran Hüseyin Baş, “BTP olarak vatandaşımıza para vermemiz lazım diyoruz. Bugün gündemimizde taban fiyat var. Artık çok daha ağır olarak konuşulacak. Bu milletten kısılarak refah oluşturacaksa bugün 2 bin 800 lira yarın biz bunu 2 bin lira yapalım, niçin yükseltiyoruz? Devlet bu türlü daha uygun dönecekse 2 bin lira olsun. Beşerler biraz daha zorlansın ancak devlet daha çok kar etsin. Mesela vergiler, KDV yüzde 18, bunu yüzde 48 yapalım. Bu, milletten alınarak olacak bir şey ise yüzde 48 vergi olsun! İşte burada devreye ben giriyorum. Ben uzun vakittir minimum fiyatın 10 bin lira olması gerektiğini söylüyorum. Bu 10 bin lira da güncellenmeye muhtaç bugünlerde… Artık ben televizyon programları izliyorum, iştirakçiler taban fiyat 10 bin lira olmalı diyor. Herkes bu noktaya geldi. Biz bunu nasıl verebileceğimizi de anlattık. Biz bunu verebiliriz, bunu devlet verebilir, Türkiye’nin geldiği nokta bu. Artık 3 bin, 5 bin… Bunlar ölümcül bir hastalığa yakalanmış bir hastanın yarasına bir tane daha merhem sürmekten farksızdır. Bu türlü çözülmeyecek bu iş.” dedi.
BTP’nin ittifak hali nedir?
BTP başkanı Hüseyin Baş’a, son günlerde BTP’nin Millet İttifak’ı içinde yer alabileceği istikametinde çıkan haberler de soruldu.
Bu hususta kendilerine gelen resmi bir teklif olmadığını tabir eden Baş şunları söyledi; “Türkiye’de ekonomik sistem yanlış, eğitim sistemi yanlış, sıhhat sistemi yanlış, tarım sistemi yanlış. Pekala seçim sistemi yanlışsız mu? Türkiye’de seçim sistemi de yanlış. Biz Türkiye’nin gerçeklerinden kopan beşerler da değiliz lakin bu yanlış. Yüzde 10 barajı dediğimiz kavram aslında yanlış bir kavram. Bu, demokrasilerde olmaması gereken bir kavram. O yüzden biz bugünkü ezaları çözebilecek argümanlara sahip bir parti olarak ittifaklara kapımız kapalı ya da açık demiyoruz. Bugünkü siyasi fiiller itibariyle Cumhur İttifakı ile yakınlaşmamız mümkün görünmüyor. Millet İttifakı ile de hiçbir resmi görüşmemiz olmadı, hiçbir teşebbüsümüz de olmadı. Ancak bütün siyasi parti genel liderleriyle sohbetlerim olmuştur. Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener ile Devlet Bahçeli ile görüşmelerim, sohbetlerim oldu. Bu türlü bir ayrımım da yok. Bağımsız Türkiye Partisi devlet ile milleti, asker ile milleti, Atatürk ile milleti buluşturabilecek, birleştirebilecek tek ögedir bugün siyasette. O yüzden kim bizimle birlikte olmak isterse kazanacaktır. Fakat derseniz ki ‘bir şey var mı ortada’? Hiçbir şey yok. Resmi bir talep olursa da parti organlarımızca da bunu kıymetlendiririz.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı