Teknoloji devi Mitsubishi Electric, İzmir Ulusal Eğitim Müdürlüğü Olumlu Bilimler Akademisi eğitimleri kapsamında düzenlenen STEM (Science, Technology, Engineering, Math) Öğretmen Eğitimi webinarına katıldı. Şirketin Fabrika Otomasyon Sistemleri Eser İdaresi ve Pazarlama Ünite Müdürü Tolga Bizel, “Değişen-Gelişen Dünya Eğitimi Sanayi 4.0” konusunda gerçekleştirdiği sunumla sanayinin yeni evresinin fabrikalar ve günlük hayatta neleri değiştireceğine ışık tuttu.

Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarına süratli entegrasyon, üretkenlik, esneklik ve verimlilik konusunda katma paha sağlayan Mitsubishi Electric, bireylerin gelişimi ve değişimini sağlayan eğitimcilerle bir ortaya geldi. İzmir Ulusal Eğitim Müdürlüğü Müspet Bilimler Akademisi eğitimleri kapsamında düzenlenen STEM Öğretmen Eğitimi programında yer alan şirket, Sanayi 4.0’ın kazanımları hakkında değerli bilgiler paylaştı. Online olarak gerçekleşen aktiflikte, akıllı üretim anlayışı ve otomasyonun geleceğinde nelerin değişeceği masaya yatırıldı.

Dönüşüm, eskinin yeniye simüle edilmesiyle başlıyor

STEM Öğretmen Eğitimi webinarı kapsamında dijital dönüşümün temel portesini çizen Mitsubishi Electric Fabrika Otomasyon Sistemleri Eser İdaresi ve Pazarlama Ünite Müdürü Tolga Bizel; “Herkesin bildiği üzere kahve, çok eski bir kültürel miras. Evvelce cezvede, hatta közde pişirilirdi. Artık ise tıpkı kalitede ve tatta bir kahve içmek için makineler devreye giriyor. Kahve makinesini dizayn eden mühendisler, geçmişin kahve yapma metotlarını aygıtın içindeki gömme bilgisayarlar yardımıyla simüle ederek bunu gerçekleştiriyor. Bu teknoloji dahil olmak üzere benzeşim metodunun hayata geçtiği tüm tahliller, hayatın her alanına büyük ölçekte konfor getiriyor. Kahve ve kahve makinesi örneği ise dönüşümün temel portresini özetliyor” dedi.

İpek Yolu’nun yerini Dijital Ticaret Yolu alıyor

Endüstri evrelerinin insan hayatının gelişmesiyle paralel ilerlediğine dikkat çeken Bizel, kelamlarına şu formda devam etti: “Her sanayi evresinde olduğu üzere Sanayi 4.0’ın da endüstriye birçok katkısı oldu. Daha evvel İpek Yolu üzerinden fizikî olarak yapılan ticari faaliyetler, bugün yeni sanayi çağında Dijital Ticaret Yolu üzerinden yapılıyor. Fabrikalara entegre edilen siber fizik teknolojileri sayesinde dijitalleşen ticarete ahenk sağlamak kolaylaşıyor. Bilhassa pandemi ile dijital ticaretin hacmi büyüdü ve hepimiz konutumuza kadar giren bu yeni sisteme ahenk sağladık. Bu noktada, fabrikaların siber fizik teknolojilerini kullanarak yine tesis edilmesi sürecine sanayinin yeni evresi olarak bakmak mümkün.”

“Sanayi 4.0’a cevap olarak [email protected] konseptini geliştirdik”

Mitsubishi Electric’in Japonya’daki Kani fabrikasının sanayinin yeni evresiyle yüzde yüz uyumlu olduğunu söyleyen Tolga Bizel; “Bu fabrikada tüketicinin gereksinimi ve eserin ömür döngüsü değiştikçe fabrika da kendi kendine form değiştiriyor. Muhtaçlık duyulmayan hücreler ayrılıyor, gereksinim duyulan hücreler ayrılanın yerine geliyor. Her evresinde Sanayi 4.0’a uyumlu çalışan bu fabrikamız, içinde beşerler olduğu için karanlık bir fabrika olarak adlandırılmıyor. Büsbütün karanlık bir fabrika olmamasının sebebi ise esnekliği garanti altına almak… Fabrikamızda beşerler emekçi olarak değil üst seviye düzeyde eğitilmiş denetim sistemi olarak konumlanıyorlar. Sanayi 4.0’ın Mitsubishi Electric’teki bu karşılığı [email protected] olarak isimlendiriliyor. [email protected] konseptimiz, fabrikanın dijitalleşen hayatımıza senkron edilmesi manasına geliyor. Artık üretimde anlık kararlar alınması gereken bir süreçteyiz ve buna ahenk sağlamayan fabrikaların dijitalleşen dünyada rekabet edebilmesi mümkün değil. Şirketimizin genel merkezi olan Japonya’da üretime Monozukuri ismi veriliyor. Değişim ise ‘Gelişen Monozukuri’ olarak isimlendiriliyor ve birçok kademeden oluşuyor. Sanayi 4.0’ın en değerli evresi ise bilgi toplama teknolojisi. Toplanan çok sayıda datanın işlenebilmesi için çok süratli bir irtibat ağı olması gerekiyor ve bu da dönüşümün ikinci evresini oluşturuyor. Sonrasında ise toplanan bilgilerin bir yerde depolanması adımı geliyor ve bunun için devreye serverlar, bulut teknolojileri yahut hard diskler giriyor. Son adımı ise data tahlili teknolojisi, yani toplanan bilginin manalandırılması oluşturuyor. Son evre, tıpkı vakitte sanayicilerin en çok yatırım yapması gereken basamak olarak öne çıkıyor” formunda bilgiler paylaştı.

Dijital ikizler ile fabrikalar tüketicilerin ne istediğini bilebiliyor

Üretimdeki değişimi ateşleyen temel motivasyonun tüketicideki değişim olduğunu söyleyen Tolga Bizel; “Artık şahsî gereksinimlerimizi direkt söyleyebileceğimiz mağazalar hayatımıza giriyor. Tüketici, mağazanın vitrinini gördüğünü sanıyor lakin mağazalar hatta fabrikalar tüketiciyi görüyor. Fabrika, tüketicinin tercihlerini anlayıp ona nazaran üretim yapmayı hedefliyor. Tüketicinin yüzünün biçiminden, hareketlerinden, his değişimlerinden mevcut modeli beğenip beğenmediğini anlayarak data topluyor. Böylelikle tüketicinin tercihleriyle birlikte dijital bir ikizi oluşturuluyor. Üretim dijitalleştiği üzere tüketici de dijitalleşiyor. Tüketicinin dijital ikizinin tercihleri fabrikanın dijital ikizi tarafından takip ediliyor. Dijital fabrika, tüketicinin dijital ikizine sorular sorarak onun hangi eseri istediğini anlamlandırıyor. Tüketicinin istediği eser şekillendiğinde ise dijital fabrika bunu üretmeye başlıyor, tasarımcıya bilgi veriliyor. Tüm bilgiler fizikî fabrikada anlık olarak iletiliyor ve sonuç olarak bireye özel bir eser üretiliyor” dedi.

Yapay zekâ takviyeli robotlar ile üretim insan müdahalesi olmadan devam ediyor

Tüketicinin tercihleri değişince buna karşılık verecek makinelerin de değişmesi gerektiğini vurgulayan Tolga Bizel; “İnsan olarak anlık değişimlere tepki gösterebilmemiz mümkün olmadığından devreye yapay zekâ teknolojileri giriyor. Bu noktada, Mitsubishi Electric’in MAISART ismini verdiği patentli bir yapay zekâ teknolojisi bulunuyor. Bu teknoloji; derin öğrenme, destekli öğrenme ve büyük bilgi tahlilini kapsıyor. Fabrikanın içindeki katmaların ortasına bu teknoloji entegre ediliyor, şiddetli ve komplike üretim süreçlerinde hiçbir evre bozulmadan üretimin devam edebilmesi ve insan gözünün algılayamayacağı birçok gerçekliği algılayabilmesi sağlanıyor. Tıpkı vakitte klâsik denetim yerine yapay zekâ takviyeli robotlar üretim sınırlarında yer alıyor. Robotlara yerleştirilen sensörler, süreçle ilgili ne yapılması gerektiğini ortaya koyarak büyük datanın hayata geçmesini sağlıyor. İnsan müdahalesi olmadan kestirimci metot kullanılarak esnek, süratli ve verimli üretim devam edebiliyor. Yeni hizmet formları ve iş modellerinin geliştirilmesine bağlı olarak kesimde çalışacak bireylerin niteliklerinde esaslı bir dönüşümüne muhtaçlık duyuluyor. Bilhassa fen bilimleri, matematik, mühendislik ve bilişim teknolojileri alanında elde ettiği bilgileri kullanarak yenilikler ortaya koyacak ve bölümdeki değişimi sağlayacak donanımlı bireylerin yetiştirilmesinde eğitimcilerimize büyük roller düşüyor” kelamlarıyla sunumunu tamamladı.