Pts. Kas 18th, 2024
Resul-i Kibriyası’nın nurunu kendi nurundan yaratan ve bütün
âlemleri onun yüzü suyu hürmetine vücuda getiren, bir damla suya peri gibi
güzellik bahşeden, denizlerde inciyi, kuru dallar üzerinde kırmızı gülleri
yaratan, her canlının rızkını veren ve herkesin hamur teknesine kerem selini
akıtan Allah’ın şanı ne yücedir. O’na, yağmur damlalarının, denizlerdeki
katrelerin, çöllerdeki kumların, ağaçların, ağaçlardaki yaprakların
sayısınca hamd eder, her işimde O’ndan yardım dilerim.

Her zaman yüzümü O’na tutar, ona teslim olur, onun mağfiretini dilerim. O
lütuf ve ihsan buyurmasa, dil ne söyler, kalem ne yazabilir ki? Her işimde
O’na güvenip dayanırım.

Vücudu şerifi Âlemlere Rahmet olan iki cihan güneşi ve Hatem-ül Enbiya
efendimize salât ve selam ederim.

O ki, bütün Âlemler O’nun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır. O’nun temiz
varlığı “Levlak” ile tavsif edilmiştir. Mahşer Meclisi’nin seyyidi, herkesin
sultanı, bütün âlemin canı ve nuru O’dur. Güneş de O’nun pak nurundan
yaratılmıştır. Arş-ı a’la da. Cennet de O nurun şerefini taşır, Cibril de.

O ki, bilgi mektebinin muallimi, ilim ve irfan bahçelerinin Servidir.
Ayağının bastığı yer, iki âlemin saadet gülistanıdır. Beşerin babası olan
Cenabı-ı Âdem O’nun gülistanında boy vermiş, O’nun adını anarak Rabbine yüz
tutmuştur.

Şan ve şerefte onunla boy ölçüşecek kimse yaratılmadığı gibi, güzellik ve
güzel huyda da ona denk kimse yoktur. O’nun kıymet biçilmez güzelliği öyle
bir derecededir ki, Hazret-i Yusuf ancak O’nun dalında bir goncadır.
Hazret-i Yusuf’u görünce şaşkınlık ve hayretlerinden ellerini kesen Mısır
kadınları, eğer onun mübarek cemalini görselerdi, elleri yerine yüreklerini
keserler, gönüllerini pare pare ederlerdi. Kim de kudret vardır ki, O’nu meth için söz söyleyebilsin? O’nun şanında ne söylense, o yine hepsinden
yücedir. O’nun şan ve şerefini, izzet ve makamını akıl tasavvur edemediği
gibi, onun vasfının eteğine de el erişmez.

Bir bak, bir gör ki, gökyüzü Burak adıyla ayağına kadar geldi, Cebrail
Aleyhisselam kadrinin huzurunda yer öptü. O’nun yüzü suyu hürmetine
insanlığın baharı bulutlanıp ilahi bahçe fışkırdı. Bir parmak işaretiyle
Ay’ı ikiye böldü, Mübarek parmaklarından sular çağlatıp ümmetini suya
kandırdı.

Allah u Teâlâ, peygamberliği, mucizeyi onunla bitirmiştir. İyi huylarla
cömertlik ve erliği, adalet ve mertliği onunla tamamlamıştır. Kur’an-ı Kerim
de onun mucize saltanatıdır.

O’nun makamının erişilmezliğini anlamak için “LEVLAK” hitabına bakmak
kâfidir…

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen