anlamı yok kardeşim!
-aslında cılız bir sevginin
sevdin mi vatan gibi seveceksin
yaranı bıçaklayacaksın
duvar ! duvar değildir kardeşim!
dudağından dökülenin savrulduğu yüz
tokatlarcasına döveceksin sevdiğini
-her kelime bir kurşun
kanatacaksın yüreği
acıtmadan sevemezsin
sevmek pamuklu şeker yemeğe benzemez
urbana köpük doldurmak boştur kardeşim!!
hani bizde devriksek
mezar taşı kılıklı herifsek yani
toprağı sevdiğimizdendir yatak yapışımız
yoksa bir dua beklentimizde yoktur
gelen geçen dilenciler neden sever bizi
neden kimsesizlerin yastığı olur döşümüz
düşün ! düşün be kardeşim!
sevdin mi yalnız kalmayı da göze alacaksın
hatta ve hatta sövülmeyi de!
yoksa ! yok öyle ayakkabın delindiğinde
-yağmurdan kaçmak!!
tırtıl neden oburdur bilir misin
neden en taze yapraklara üşüşür
hiçte şikayetçi değildir ağaçlar
bilir misin kardeşim!!
kelebeğin güzelliğidir özlemi
özgürlüğüdür kanatlanma hırsı
o zaman kardeşim!!
sen de en güzel kelimelerle
güzelleştireceksin sevgini
-zihnini harcamaktan korkmayacaksın
mesela bir iki dişin kırılacak
-dudağını ısırmaktan
kapıları tekmelemekten
camları kırmaktan / fayda yok
duvarları ellerinin şeklini alana kadar döveceksin!
yani bizde hormonlu bir domates değiliz
altı üstü altmışdört kilo et ve kemik
şakalarımız herkes kadar karlı
alnımızda belki bir belki iki çizgi fazla
iki üç dal sigara öndeysem senden
-dert etme../ yakınlığım diğer tarafa!!
ama kardeşim!!
çektin mi dumanı alev alacak meret
ciğerine koca bir hançer saplanır gibi
-hakkını vereceksin!!
yoksa ! yok öyle kül tablasını boşuna doldurmak
-kadehi yarıda bırakıp
-ızgara balığa kendini güldürmek
sevdin mi kardeşim
ayak izlerini süpürecek dudakların
çökmeyi öğreteceksin dizlerine
şöyle asfalt ısıracak diz kapaklarını
yok öyle kapıyı vurdu gitti diye vazgeçmek
o zaman kapısız seveceksin!!
penceresiz eve perde takmak gibi değil
önce çatıyı onaracaksın
gözyaşlarını saklamayacaksın kardeşim
adam gibi ağlamayı da bileceksin
yoksa !yok öyle şarkı şiir dinlemek
-kendini dinleyeceksin
eğer her gün tıraş olup
kravatını düzenli bağlıyorsan kardeşim
-sevdim demeyeceksin
kirletmeyeceksin o kelimeyi
bu iş baltayla odun kesmeye benzemez
gerektiğinde kendi boynunu vuracaksın!!
korkma kardeşim!!
ölmek sevmekten zor bir şey değildir..
sana bin sevda resmi çizebilirim
ama hiçbiri Da Vinci imzası taşımaz
belki on bin sevda bestesi de yapabilirim
hiçbiri Mozart kadar etkili olmaz..
altındaki imza önemlidir kardeşim!!
sevdana imzanı kendin atacaksın..
sahte tuvallerde sahte yüzlere değil
önce kendi yüzüne bakacaksın
eğer kızarıyorsan kardeşim
sevdim demeyeceksin
yeri geldiğinde yüzüne tükürmeyi de bileceksin!!
yoksa! yok öyle aynaya tükürmek
avucuna kardeşim ! avucuna
ardından esaslı bir tokat atacaksın yanağına
az da delikanlı olacaksın
hani öyle kulağına küpe takanlardan değil
kedileri sevip köpekleri dövenlerden de olma
üç ekmek alıp ikisini çöpe atanlardan hiç olma
birinci kata asansörle çıkanlardan
pazar günleri posta kutusuna bakanlardan da olma
hele hele bir çocuk elini uzattığında
bozuğum yok diyenlerden hiç olma..
sevdin mi kardeşim az da delikanlı olacaksın
milyarlık telefon taşırken
param yok diyecek kadar cesaretli mesela!
yoksa ! yok öyle hamamdan terlemeden çıkmak..
kardeşim!!
sevda dediğin ideoloji gibidir
uğruna savaşacağın bir değerdir yani
değişen dünyaya uymaz sevda
bütün zamanların değişmezidir
sadece sen değişebilirsin
sor kendine be adam!!
öyle bolca film seyretmekle olmaz bu işler
bir tiyatro sahnesi de değildir hayat..
sen yazıp sen oynarsın../ koltuklar boş!!
öldüğünde kardeşim!!
arkanda cemaat olmalı..
yoksa ! yok imamdan bir fayda..
ya da bir iki mezarcı kalfasından
şimdi diyeceksin ki
orta katta sol kiriş kırıldıysa
bina ayakta durur mu !
sol kirişten sana ne kardeşim
sen temele baksana
koydun mu şefkat
vefa, merhamet, saygı döktün mü
anlamak, dinlemek, beklemek / ekledin mi
sıvandın mı sabır
ördün mü bolca emek.
ve bunları bağladın mı yürek aksına!!
şaşırma kardeşim../ laf ebeliği bunlar
senin yaptığın tuz gölünde salatalık yetiştirmek
elde edeceğin de salatalık dışında her şeye benzer!!
ara sıra sokaklara çık
kendini ara başka yüzlerde
köprü altlarına uğra, hastanelerin acil servislerine
genelev sokağına da gir mesela
otoban üzeri pazarlıklara şahitlik et
et ve onurun kaça satıldığını öğren
bir dönmeyle yatıp
gece yarısı karısının koynuna girenleri gör
çocuklarını öpenleri / kirli dudaklarıyla!
sına kendini kardeşim
insan olmayı dene / insancıklar içinde
kahkahaları dinle
aç çocukların toplandığı bar önlerinde
beş yıldızlı otellerin neonları altında
yedi yaşında çocuklara ayakkabılarını boyat
bir süre asılı kal geceye kardeşim
sevdanın kıymetini ancak böyle anlarsın
belki bir huzur evi kapısı çalar
seksenlik ninelerin gözlerinde asil sevdalara dalarsın!
ar damarını besleyen insan kanıdır be kardeşim
sütü bozuk değilsin ya../ bir anne doğurdu seni de
yok öyle ! bir çift pamuk eli tutup sevdim demek
titrek dudaklara yapışıp
iki iri göğüste rahat bir uyku çekmek
ya da otuz dakikalık sefa ile döllenmek !!
su derini temizler / sense nefsini
aslolan kardeşim ! kalbini kalbura çevirmek!
yani kardeşim
bana Ümit Yaşar şiirleri okuma
Can Dündar’ın kadınları anladığından
Ahmet Altan erotizminden bahsetme
Pakize feminizminden
Ayşe Kulin’in villa edebiyatından
hele Sunay Akın tekamülünden hiç bahsetme
soğanla şiir okuyanları da geç kardeşim!
sen bana !!
açlıktan, çöplükten, sokaklardan
bir parça simitten, bayat ekmekten
sen bana!!
salçasız,yağsız çorbadan
ayazda oda kapısını söküp yakan üşümüşlükten
bir kalemi paylaşan onlarca çocuktan bahset!!
hani derler ya ne keser gibi ol hep sana
ne rende gibi ol hep bana bana
testere gibi ol bir sana bir bana
iş değil senin yaptığın
keser gibi çalıştın yonga birikti önün
rende gibi işledin fakir kaldı yüreğin
testere ol diyeceğim
ama kardeşim!!
benim kadar güçlü değil bileğin!!!
SEVDİM Mİ DEDİN EYVALLAH….