Bankalar suç işliyor, BDDK seyrediyor
Bankaların müşterilerine izin almadan gönderdikleri sonrasında da ücretlerini istedikleri kredi kartları yalnızca mağduriyet yaşanmasına neden olmuyor, aynı zamanda da vatandaşları çileden çıkarıyor. Kartları iptal ettirmek için peşinden koşulan prosedürler bir yanda, diğer kartlarına olan borç öbür yanda…
Bankaların müşterilerine herhangi bir onay almadan kredi kartı göndermesi ve izinsiz gönderdikleri kartların ücretlerini talep etmesi vatandaşların sadece mağduriyet yaşamalarına neden olmuyor aynı zamanda vatandaşları çileden çıkarıyor. Vatandaştan herhangi bir izin veya onay alınmadan gönderilen kredi kartlarının ücretleri ise 40 TL’den başlıyor ve izinsiz gönderilen kredi kartlarından ötürü vatandaşa 1 TL civarında “para puan” “kazandırılıyor.”
Bankacılıkla ilgili her türlü düzenlemeye yasal tutarlılıkla da sahip olan BDDK’nın bu tür uygulamalara müdahil olmaması ise tepki çekiyor. 5464 sayılı kanun gereğince bankalar vatandaşlara talep olmadan kredi kartı gönderemez. Bu durumda suç işledikleri açıkça görülen bankalara üst kurul BDDK’nın herhangi bir yasal düzenlemeye gitmemesi vatandaşın mağduriyetinin sürmesine neden oluyor.
Tüketiciler Birliği’ne yansıyan şikayetler arasında sadece kredi kartlarından yaşanan mağduriyetler de yok. Bir vatandaş yaptığı şikayette, kendisinin onayı olmadan kredi kartı gönderildiğini bununla da kalınmayıp hesabının elma hesabına çevrildiğini ve fon alıp satıldığını bildirdi.
“Nitelikli zimmet”
Geçtiğimiz günlerde haber ajanslarından yansıyan iki haber, müşterilerinin hesaplarından kendi zimmetine milyonlarca lira para aktaran bankacıların nitelikli dolandırıcılık suçundan tutuklandığını duyurdu. Antalya’da müşterilerinin hesaplarından 4 milyon 193 bin TL çektiği iddiasıyla tutuklu yargılanan bankacı Feyzan Ermeç ile eşi Serhat Ermeç, 13’er yıl 4’er ay hapis cezası ve 14 milyon TL adli para cezasına çarptırıldı. Bursa’da da görev yaptığı banka şubesinde zimmetine yaklaşık 1.5 milyon TL geçirdiği iddiasıyla gözaltına alınan kadın tutuklandı. İstenmeden gönderilen kredi kartlarıyla talep edilen aidatlarının da “nitelikli zimmet” suçu kapsamına girip girmediği merak ediliyor. Öte yandan işletmelerin anlaştığı bankalardan maaşlarını çeken vatandaşların karşısına çıkan “maaş arkası” kredilerde de herhangi bir onay alınmıyor. Çekildiği takdirde direk faiz uygulanan maaş arkası krediler de vatandaşı mağdur ediyor.
Banka, devletten güçlü mü?
Vatandaşların bankalara olan kuruş dolaylarındaki borçları için noter kanalında ihtarname çekildiğini ve kuruş olan borcun 60-70 liraya çıkarıldığını söyleyen Kaya, “Bu insanlar zaten çoluğunun-çocuğunun rızkını size veriyor. Kuruşlarla ifade edilen borçları mı ödeyecek. Bu ihtarı noterden değil normal posta ile gönderseniz zaten gelip ödeyecek, insanlar bankaları devletten daha güçlü görüyor ama bankalar işgüzarlık yapıyor” şeklinde konuştu.
Kart almadı ama aidat istiyorlar
Asgari ücretle çalışan C.S., banka tarafından gönderilen kredi kartını kuryeden teslim almadığını ve iade ettiğini belirterek, “İki ay sonra kart borcunuzu ödeyin diye yazı geldi. Üstelik bankamatik kartıma bir de kredi açılmış. İptal etmek için 2 gün uğraştım. Birisi bunun hesabını vermeli” dedi. BDDK’nın yaptığı açıklamada ise vatandaşların somut bilgi ve belgelerle kuruma başvurulduğu takdirde bu durumda bankanın herhangi bir kurtuluşunun olmayacağını ve idari işlemlerin hızla yapılacağı söylendi.
Borçlu Banka-Tefecİ arasInda kaldI
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kredi kartlarından çekilen ve direk faizi olan nakit avansların sınırlandırılmasına ilişkin taslağı ise Yapı Kredi Bankası’ndan itiraz görmüştü. Bankanın Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Nazan Somer, BDDK’nın söz konusu uygulamasının “Tüketiciyi bankadan tefeciye yönlendireceğini” öne sürdü. Alışverişi kolaylaştırmak için kullanılması gereken kredi kartlarından faizli nakit avans çekme ile tefeciden faizli borç alma arasındaki olmayan farkı bulmak ise milyonlarca kredi kartı mağduruna kalmış.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, “Bankaların herhangi bir onay almadan vatandaşlara gönderdikleri kredi kartlarında artış var” dedi. Kendilerine gelen şikayetleri BDDK’ya yönlendirdiklerini söyleyen Kaya, “Ama BDDK şikayet kanallarını açık tutmuyor. Sorun çözme arzusunda değil” ifadelerini kullandı.
“İzinsiz gönderilen kredi kartlarından bir de kart ücreti talep edilmesi olayın insanı zıvanadan çıkaran başka bir yönü” şeklinde konuşan Kaya, “Bu kapitalizmin kendini yaşatmasının yönü. İnsanları borçlandırıyorlar ve kendi sistemi devam ediyor” dedi.
Açıkça suç işleniyor
Bilindiği gibi 5464 sayılı kanuna göre “istemeyen kişiye kredi kartı” gönderilmez. Ama bankalar vatandaşlara istemeden kredi kartı gönderiyor ve bir süre sonra da kart aidatı ücreti talep ederek açıkça suç işliyor. Üst kurul durumunda olan BDDK, “bu benim işim değil” diyerek şikayetleri yeniden bankalara yönlendiriyor! Almadığı kredi kartına borç çıkartılan vatandaşa “Bir telefonla borcunuzu iptal ediyoruz” denilebiliyor. Telefon etmezsen, borç üzerinde kalıyor! Telefon ederken ödenen bedel de vatandaşın sırtında…