Per. May 2nd, 2024

TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit, ”mobbing” diye adlandırılan iş yerinde psikolojik taciz, şiddet ve baskının çalışan kadınların kabusu olmaya devam ettiğini belirterek, bu konuyu araştırmak için alt komisyon oluşturduklarını bildirdi.

TÜSİAD’ın 40. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ”Tek Kanatla Geleceğe Uçamayız” temalı ”Çalışma Hayatında Kadın Konferansı”, ”Türkiye’de Kadınların Çalışma Yaşamına Katılımının Artırılması İçin Politika Seçenekleri” başlıklı oturumla sona erdi.

Oturumda konuşan Akşit, AB üyesi ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye’de kadın istihdam oranlarının son derece düşük olduğunu belirterek, ”2008 yılında 27 AB üyesi ülkede kadınların istihdama katılım oranları yüzde 59,1 iken Türkiye’de bu oran 24,3’tür. İş gücüne katılım oranı da AB üyesi ülkelerde yüzde 63,9, Türkiye’de 26,1’dir” dedi.

Akşit, Türkiye’de kadınların yeterince istihdam edilememesinde kültür, gelenek, yetersiz eğitim düzeyi, erken yaşta evlilik, çok çocuk sahibi olma, teknolojiye erişimde yetersizlik, geleneksel kadın ve annelik rolü, değer yargıları, aile içindeki rol, mesleki ve aile yaşamını destekleyecek mekanizmaların yetersizliği, esnek olmayan iş gücü piyasası gibi yapısal özellikler bulunduğunu belirtti.

Kadınların gelecekte çalışma yaşamı içinde yer alacakları düşünülmeden yetiştirildiğini belirten Akşit, kadınların bu nedenle çalışma yaşamına hazır olamadığını anlattı.

Akşit, kadınların ancak geleneksel kadın mesleklerinde yoğunlaştığını ve mesleklerine razı olduğunu ifade ederek, işverenlerin çeşitli gerekçelerle kadın çalıştırmak istemediğini vurguladı.

Akşit ”İş-Kur’un Şanlıurfa’da 112 işyerinde yaptığı araştırmada işverenlerin yüzde 70’i kadın çalıştırmak istememiştir. İşverenler, kadınların yasal hakları ve ücretli doğum izni kullanmalarının verim düşüklüğü yarattığına inanmaktadır” dedi.

”Mobbing” olarak adlandırılan iş yerinde psikolojik taciz, şiddet ve baskı olaylarına da değinen Akşit, ”Bilindiği gibi çalışma yaşamı var olduğundan beri görmezden gelinen bu konu, özellikle kadınları son dönemde çok etkilemektedir.

Mobbing çalışan kadınların kabusu olmaya devam etmektedir. Bazen hakaretle, bazen aşağılama ile kendini gösteren davranışa maruz kalan çalışan kadın, hem psikolojik hem de fizyolojik olarak etkilenmekte ve iş hayatından çekinmeye başlamaktadır” diye konuştu.

Komisyon olarak mobbing konusunu araştırmak için alt komisyon oluşturduklarını belirten Akşit, mobbingin sebeplerini bulacaklarını, çözüm önerilerini hazırlayacaklarını ve bunu ilgili kurumlara sunacaklarını anlattı.

Akşit, önümüzdeki genel seçimlerde siyasi partilerin liderlerinin listelerinde daha çok kadın adaya yer vereceğine inandığını ifade ederek, ”Siyasete girecek erkekte vasıf aranmazken, kadın çok vasıflı olsun isteniyor.

Ama bunu sorun yapmayalım. Kadın ne kadar vasıflı olursa, o kadar başarılı olacaktır. Siyaset denilince parlamento hedeflenmemeli. Yerel meclislerde yer almak önemli” dedi.

”SOSYAL DEVRİM”

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray, kadının iş gücüne daha fazla katılması ve bu bilincin oluşmasının ”sosyal bir devrim” olduğunu ifade ederek, bu değişimi takip etmeyenlerin çok önemli fırsatları kaçıracağını söyledi.

İş dünyasının kadınları sosyal sorumluluk amacıyla değil, potansiyel gördüğü için istihdam ettiğini anlatan Timuray, özel sektörde ”iş gücünün sadece yarısından değil, bütününden nasıl faydalanırım, bütünü nasıl kendi iş gücüme katar ve fark yaratırım” diye düşünüldüğü için artık kadın-erkek rasyolarının performans kriteri olmaya başladığını kaydetti.

Timuray, iş dünyasının kadın istihdamına sosyal sorumluluk projesi olarak bakmaması, ”nüfustaki toplam potansiyelden en iyi elemanı nasıl alırım” çabası içinde olması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

”İş dünyası artık kadın-erkek ayrımı konuşmalarına bir son vermeli. Cinsiyete, birey olarak bakabilmemiz lazım.

Kadının iş hayatındaki zorlukları göz ardı etmiyorum. Ben de bir kadın, anne ve eş olarak bunu yaşıyorum.

Ama gerçekten bir yönetici olarak baktığımda, iş hayatının kadın-erkek ekseninden toplam birey yönetimine kayması gerektiğine inanıyorum.

Pozitif ayrımcılığı da iş dünyasında çok tasvip etmiyorum. Pozitif ayrımcılıktansa şartların eşitlenmesine sıcak bakıyorum. Şartlar eşit olsun, iyi olan kendini göstersin.”

Günümüzde liderlik için sosyal zeka, empati yapabilme, paralel ve uyumlu çalışabilme gibi vasıfların ön plana çıktığını vurgulayan Timuray, ”Bunlar kadınlarda daha çok olan vasıflar.

Yükselen değerlerin daha çok kadınlarda olduğunu gösteriyor. Kadınlar artık iş dünyasında eğer ki eşit şartlara kavuşabilirlerse daha çok başarılı olabilirler. Zaten liderlik rasyosunda tabiatları gereği avantajlara sahipler.

Bu iş dünyasındaki kadınların daha fazla katılmasını ve üst düzeye yükselmesini sağlayacak” diye konuştu.

”KADIN ŞEHİRDE DAHA ÇOK DIŞLANIYOR”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Zahteroğulları, kadınların istihdam sorunu çözüldüğü zaman aile ve toplum içindeki sorunların da kalmayacağını ifade ederek, bundan 20 yıl önce kadının iş gücüne katılımı yüzde 34-35 seviyesindeyken, kırsal kesimde üreten kadının kente gelmesiyle bu oranın 10 puan düştüğünü anlattı.

Zahteroğulları, ”Hep kırdaki kadının ezildiği ya da dışlandığı sanılır. Köyde doğup büyüyen birisi olarak söyleyebilirim ki; kadın şehirde daha çok dışlanıyor.

Kırsal kesimde kadının hem aile hem de toplumsal yaşamdaki etkinliği sanıldığından daha fazla. Benim köyümü bundan 70 yıl önce kadın muhtar yönetti.

Kaymakamlık yaptığım ilçelerde kadın muhtarlar, hanımağalar, toplumun doğal önderi kadınlarla çalışma fırsatı buldum” diye konuştu.

”İş Danışmanlığı” hizmetini genişlemek istediklerini belirten Zahteroğulları, ”Kamu personelini çoğaltmak yerine belli sayıdaki işsizi iş ve meslek danışmanlarına teslim edip, koçluk yapacak sistem düşünüyoruz. Böylece hasta-doktor buluşmasına daha sağlıklı hale getirecektir” dedi.

İşverene ilave yükler getirmenin kadın istihdamını artırmadığını aksine düşürdüğünü anlatan Zahteroğulları, bakanlık olarak zorlayıcı tedbirlerden ziyade teşvik edici önlemleri önerdiklerini söyledi.

En çok kaçak yabancı işçinin evde bakım hizmetlerinde çalıştığını kaydeden Zahteroğulları, evde bakım hizmetlerine ilişkin her ilde kurslar açacaklarını ve Türk vatandaşlarını eğiteceklerini dile getirdi.

”Kanuni anlamda eksiklik kalmadı gibi, asıl mesele bunu uygulamak” diyen Zahteroğulları, kamunun kadın istihdamı konusunda özel sektörün biraz önünde olduğunu, kariyer basamaklarını tırmanmada ise kamu ile özel sektör arasında paralellik görüldüğünü anlattı.

-”TÜRKİYE’NİN YOL ALMASI ÇOK ÖNEMLİ”

AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı ve AB Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi Arno Metzler, AB Komisyonu’nda ve AB çapında bu konuya çok önem verildiğini ve üye olacak ülkelere sunulan yol haritasında bunu ifade ettiklerini belirterek, ekonomik ve sosyal komitenin konuyla ilgili tebliğler yayımladığını anımsattı.

AB ülkelerinin kadın istihdamı konusunda belli bir standarda kavuştuğunu ifade eden Metzler, Türkiye’nin de bu konuda yol almasının çok önemli olduğunu söyledi. Metzler, ”Türkiye’nin bu konuda çok daha ilerleyeceğini biliyoruz.

Eşitlik anlamında Türkiye’nin çok şeyler yapabileceğini düşünüyoruz. Kadınların mutlaka iş gücüne katılımının sağlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.

CİHAN

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen