Sal. May 7th, 2024

Ahmet Uz, sanatçı, müzisyen bir ailenin ferdi. Kendisi de İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden mezun olduktan sonra yaşamı tiyatro sahnesinde ve film setlerinde geçti. Devlet Tiyatrosu’ndan sonra 1977’de Şehir Tiyatroları kadrosuna geçti ve oradan emekli oldu. Tabii ki bir sanatçı hiçbir zaman emekli olmaz. 

Sadri Alışık Tiyatrosu’nda oynamaya devam etti. Bu arada çevirdiği dizi ve filmlerin de sayısı saymakla bitmiyor. 100’den fazla oyunda rol aldı, film yapımcılığı ve seslendirme sanatçılığı da var sanat yaşamı içinde. Onu, doğum gününde kaybetmek bütün sevenlerini, en çok da sanatçı arkadaşlarını üzdü. 

Nedim Saban’ın duyurduğu ölüm haberi kısa sürede sosyal medyada yankılandı ve tt oldu! Bir sanatçının arkasından bu kadar mı iyi konuşur meslektaşları? Çünkü Ahmet Uz’dan sadece oynadığı oyunlar ve çevirdiği filmlerle bahsetmek çok yetersiz kalır. 

O çok da düzgün bir insandı! Demokrat, aydın, cumhuriyetçi, ilkeli bir sanatçı. İflah olmaz, kâğıttan okumaktan vazgeçmez bir Cumhuriyet gazetesi okuru! Eşi gazeteci, tiyatro eleştirmeni Rengin Uz’la konservatuvarda birlikte okumuş, yarım asır bir yaşam paylaşmışlardı. Güzel kızları Ahu ise biricik evlatları. Ahmet Uz’u birçok oyununda seyrettim. 

Klasiklerden dramlara, komediden farslara, rolünü eldiven gibi giyer, sahnede oynamaz, yaşar. Önem verdiği oyunlarda eleştirileri merak eder. Ticari amaçlı oynadığı dizilerde ise yolunu çevirip kendisini övgülere boğan hayranlarına “Yok canım, sıradan bir iş, niye seyrediyorsunuz ki?” diyecek kadar da gerçekçi, şakacı, alçakgönüllü. 

Pes etmemesi gereken bir yaştaydı. Ama şu sıralar o kadar çok veda ediyor, o kadar çok ölüm haberi paylaşıyoruz ki! O ise bir süredir kimselerle paylaşmadığı biçimde hastaydı ve bu savaşta yenik düştü. 

Arkasından yazmak çok zor. Cenazesi Şakirin Camii’ndeki öğle namazının ardından toprağa verilecek ve Ahmet Uz, anılarımızda yaşayacak. 

Rol aldığı bazı oyunlar: 

Sonbaharı Beklerken: Sadri Alışık Tiyatrosu – 2012, Titanik Orkestrası: İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2008, Yaban Ormanları: Alexandre Ostrovski – İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2007, Hâkimiyeti Milliye Aş Evi: İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2004, Bizans Düştü: İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2002, Suç Ve Ceza: Fyodor Dostoyevski – İstanbul Şehir Tiyatrosu – 2001, Oidipus: Sofokles – İstanbul Şehir Tiyatrosu – 1996, Kral Lear: Wiliam Shakespeare – İstanbul Şehir Tiyatrosu – 1990, Üçüncü Selim (oyun): Turan Oflazoğlu – İstanbul Şehir Tiyatrosu – 1983.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen