Baharın gelişini, yenilenmeyi ve büyümeyi müjdeleyen zengin yeşil tonları göz önüne alındığında, zümrütün mayıs ayında doğanların taşı olmasına şaşırmıyoruz. Büyüsüne kapılması kaçınılmaz zümrüt, adını “Yeşil taş” anlamına gelen smaragdos kelimesinden ve Antik Yunan’dan alıyor.
Beril ailesinden olan zümrüt, eser miktarda krom veya vanadyumun neden olduğu canlı bir renge sahip mineral berilin yeşil rengidir. Bilinen ilk zümrüt madenleri, Mısır’da çıkarıldı ve neredeyse 3 milyar yaşında… Mons Smaragdus (Zümrüt Dağlar) olarak da bilinen Kleopatra Madenleri, adını ünlü kraliçeden alan, antik dünyanın en eski maden komplekslerinden biriydi.
Kolombiya, bugün ve 500 yılı aşkın bir süredir dünyanın en büyük zümrüt kaynağı olmuştur. Kolombiya zümrütleri ve en değerli zümrüt örnekleri hafif mavimsi bir renk tonuna sahiptir. Zambiya zümrütleri, Kolombiya zümrütlerinden daha az mavi renk tonu ile koyu yeşildir.
Zümrüt, Mohs sertlik ölçeğinde 7.5 ila 8.0 arasında bir sertliğe sahip dayanıklı bir taş olmakla birlikte; zümrütlerde kalıntılar olduğundan, uzun süreli ve günlük kullanımdan kaynaklanan hasarlara karşı savunmasızdırlar.
Orta Çağ’da zümrüt doğum taşının ardındaki anlam, doğurganlığın ve iyi şansın bir simgesiydi. Hem Yunanlılar hem de Romalılar zümrüt taşının büyük güçlere sahip olduğuna inanıyorlardı. Zümrütlerin dilin altına yerleştirildiğinde gerçeği ortaya çıkardığı ve kötü büyülere karşı koruduğu söylenirdi. Romalıların, genç eşlere evlilik hediyesi olarak zümrüt vermesi de buradan gelir.
Zümrüt, Mısır’da yeniden doğuşu simgelediğinden, mumyalar, yeraltı dünyasında yolculukları ve ahirette yeni bir başlangıç sırasında koruma sağlamak için boğazlarına zümrüt bir taşla gömülürdü.
Hinduizm, yeşil rengi kalp çakrasıyla ilişkilendirerek zümrüdü kalbin ve evrensel sevginin sembolü haline getirir. Yeşil renk, İslami bilgide cennetin rengidir ve doğadaki zenginliği, bolluğu ve büyümeyi ifade eder.
Günümüzde zümrüt, koşulsuz sevginin bir simgesi ve her zaman değerli taşlar arasında en değerli olanlardan biri olmuştur. Bir zamanlar Mısır’ın en ünlü kadın Firavunu Kleopatra’nın tercih ettiği değerli taş olan zümrüt, birçok taç ve kraliyet mücevherini süslemiş ve günümüzde de ihtişam yaymaya devam ediyor.
Meşhur zümrütler
Harry Winston Tebeşir Zümrüt
Dünyanın en ünlü zümrütlerinden biri, 37.8 karat ağırlığındaki Tebeşir Zümrüt…
Olağanüstü berraklığı ve kadifemsi zengin yeşil rengi nedeniyle keşfedilecek en iyi zümrütler arasında yer alıyor. Harry Winston tarafından tasarlanan, toplam 15 karatlık 60 armut biçimli elmasla çevrili bir platin ve altın yüzüğün içine yerleştirildi. 1972 yılında Bay ve Bayan O. Roy Chalk tarafından Smithsonian’a bağışlanmış ve Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’ndeki Gem Galerisi’nde sergileniyor.
Cartier Art Deco Zümrüt, Elmas ve Mineli Broş
Hiç şüphesiz bu broş, oymalı zümrüt kullanımının en güzel örneklerinden biridir. Jacques Cartier, 20. yüzyılın başlarında zengin maharajalara satış yapmak için Hindistan’a gittiğinde, oymalı değerli taşları bu broş gibi önemli Art Deco mücevherlere uyarladı. Metropolitan Sanat Müzesi, Victoria ve Albert Müzesi, Paris’teki Grand Palais’te sergilenen broş; Haziran 2019’da Christie’s Maharajas & Mughal Magnificence satışında 1,45 milyon dolara satıldı.
Rockefeller Zümrüdü
Pek çok ünlü zümrüt var ama Rockefeller zümrüdü bunların arasında en öne çıkanı… Adından da anlaşılacağı gibi, mücevher Rockefeller ailesinin üyelerine aitti. Dünyanın en büyük kusursuz ve 5,5 milyon ABD doları ile en pahalı zümrütü Harry Winston tarafından alındı. Böylelikle Christie’nin New York müzayedesinde, şimdiye kadar müzayedede satılan en pahalı zümrüt oldu; karat başına 305.000 dolar…
Lorraine Schwart Zümrüt Damla Küpeler
En unutulmaz görünümü, Lorraine Schwart imzalı 115 karat armut biçimli zümrüt damla küpeler oluşturuyor. Angelina Jolie’nin 81. Akademi Ödülleri’nde, siyah bir elbise ve Lorraine Schwartz imzalı canlı bir çift zümrüt küpeyle kırmızı halıya geldiği anı asla unutamayız. Zümrüt taşının, ebedi gençliğin sembolü olarak kendini en güzel ifade ettiği görüntü bu olsa gerek…
Değerli taşları keşfeden her kültürün âşık olduğu zümrüt taşının güzelliğini, gerçekten elinizde tutmadığınız ve gözünüzle görmediğiniz sürece hayal etmek oldukça zordur. Ama şunu bilin ki; Romalı Yaşlı Plinius’un MS 1. yüzyıldaki bildirdiği gibi, “Rengi göze daha hoş gelen hiçbir taş yoktur, zümrütten daha yoğun bir rengin var olduğu bir yeşil yoktur.”