30 yılı aşkın müddettir benimsediği sorumlu iş modeli kapsamında hayata geçirdiği yeniliklerle kesime öncülük eden Metro Türkiye, besin güvenliğini sağlama gayesiyle başlattığı “Tabağında Ne Var?” projesi ile 3. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri‘nde “Pandemi Periyodu En Âlâ Sürdürülebilirlik Projesi” mükafatını almaya hak kazandı.

Pandemi ile birlikte artan besin güvenliği talebine yönelik olarak başlattığı “Tabağında Ne Var?” projesi ile Metro Türkiye, toplam 8.500 adet eseri kapsayan, 430 taze zerzevat ve meyve çeşidinin tarladan sofraya uzanan hayat kıssasını, 15 farklı kriterdeki izlenebilirlik bilgilerini kendi geliştirdiği dijital izlenebilirlik sistemiyle sunarak müşterilerinin tükettikleri besinlerle ilgili mümkün tüm sorularını yanıtlıyor.

“Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen”

Tüketiciler, Metro Türkiye mağazalarında yer alan meyve ve sebzelerin tarladan sofraya gelene kadar geçirdiği tüm süreçlerin bilgisine eserlerin üzerindeki QR kodu akıllı telefonlarının kameralarına okutarak erişebiliyor. Hem profesyonel müşteriler hem de son tüketiciler, eserin etiketinde yer alan QR kodu okuttuğunda, hangi çiftçinin eseri hangi tarlada ne vakit hasat ettiğinden, eserin pestisit ve ağır metal tahlillerine, hasat edildiği tarladan, paketlendiği tesislerin besin güvenliği ve adil çalışma şartlarına uyumluluk kontrollerine, organik eser sertifikasından, besin bedeli tahlillerine kadar tüm öyküsünü görebiliyor ve inançla tüketebiliyor. Yüzde 100 besin güvenliği maksadıyla 30 yılda 1.550 tarlayı yerinde denetim eden, 189 bin tahlil gerçekleştiren Metro Türkiye, tedarikçilerin hem tesislerini hem de eserlerini belirli dönemlerde denetliyor. Başta pestisit (tarım ilacı) ve ağır metal tahlilleri olmak üzere 530 parametrede tahlil gerçekleştirerek sadece bu testleri geçen, emniyetli eserlere raflarında yer veriyor. Ayrıyeten 2022 yılında tüm kendi markalı organik eserlerini de izlenebilirlik sistemlerine dahil ederek bu eserlerin tahlil ve kontrol sonuçları, besin öğeleri ambalaj özellikleri, nerede ne vakit hasat edildiği ve organik eser sertifikası üzere bilgileri tüketicilere dijital olarak sunmayı hedefliyor.

Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng ‘’Tabağında Ne Var?’’ hareketi ile aldıkları ‘’Pandemi Periyodu En Uygun Sürdürülebilirlik Projesi’’ mükafatına ait yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pandemi sürecinde tüketicilerde inançlı eser seçiminde oluşan farkındalıkla birlikte besin eserlerinde denetimsiz, bilinçsiz pestisit kullanımı, sıhhate uygun ve hijyenik satış şartları üzere hususlar besin güvenliği ile ilgili telaşları beraberinde getirdi. Bugün, gıdamızın güvenliği ismine en kritik bilgilere, örneğin besinin hangi tarlada yetiştirildiğini, hangi çalışma şartları altında, hangi kontrol ve tahlillerden geçerek tabağımıza kadar geldiğini eser etiketlerinden öğrenemiyoruz. Halbuki ki, gıdamızın asıl öyküsü ve seyahati burada başlıyor. Bu doğrultuda Metro Türkiye olarak 30 yılı aşkın müddettir gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerin merkezine sürdürülebilirliği yerleştirmeyi kendimize prensip edinmenin verdiği sorumlulukla Türkiye’de birinci sefer 2014 yılında kırmızı ette başlattığımız izlenebilirlik çalışmalarımızın kapsamını bu yıl “Tabağında ne var?” hareketi ile daha da genişlettik. Tüketicilere “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen” diyerek et, balık ve baldan sonra tüm meyve ve zerzevat eserlerimizi de izlenebilirlik çalışmalarımıza ekledik. Yaklaşık 200 tedarikçimizle birlikte 1.550 tarla ve binlerce dönümlük üretim alanını sistemimize dâhil ederek 430 meyve zerzevat çeşidinde kendi geliştirdiğimiz dijital izlenebilirlik sistemi sayesinde 100 izlenebilirlik sağladık ve tüketicileri bilgiyle de beslemek üzere besin eserlerinin tarladan sofraya olan kıssasını şeffaflıkla paylaştık. “Tabağında Ne Var?” hareketimizin değerli Mutfak Dostları Derneği Heyeti tarafından yapılan değerlendirmede bu yıl “Pandemi Devri En Düzgün Sürdürülebilirlik Projesi” mükafatına layık görülmesinden memnunluk ve gurur duyuyoruz. Bu bedelli ödül, “Tabağında Ne Var?” hareketimizle ne kadar gerçek yolda ilerlediğimizi bizlere bir sefer daha göstermiş oldu.”