1974 yılında İstanbul Fatih’te dünyaya gelen, Marmara Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra sosyoloji alanında yüksek lisans ve akabinde tarih üzerine doktorasını tamamlayan, evlendikten sonra eşinin memleketi Kocaeli Gebze’ye yerleşen Ahmet Anapalı, televizyon ekranlarından tanıdığımız ismiyle Tarihte Yürüyen Adam… Tarihte Yürüyen Adam’ın yolu bu sefer 13. Kocaeli Kitap Fuarı’na düştü. Fuarda yaptığı söyleşi kadar Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin uzattığı mikrofona özel açıklamalarda bulunan Anapalı, ‘’Kocaeli benim vatanım’’ dedi. Fuarda yaptığı söyleşide de dikkat çeken açıklamalarda bulunan tarihçi Anapalı, ‘’Osmanlı’da birinci askeri darbe Fatih’e yapıldı’’ dedi.
İSTANBUL’UN BAŞŞEHİR OLMASI GEBZE’DEN BAŞLAR
Tarihte Yürüyen Adam programlarıyla tanınan, toplumsal medyadaki paylaşımları milyonlarca kere izlenen ünlü tarihçi Ahmet Anapalı, 13. Kocaeli Kitap Fuarı’nda Kocaeli Büyükşehir’e özel açıklamalarda bulundu. ‘’Tarihte Yürüyen Adam’ın yolu bu kere Kocaeli Kitap Fuarına düştü. Şayet Kocaeli’de bir tarih yürüyüşüne çıkmak isteseydiniz hangi rotayı izlerdiniz?’’ sorusunu yanıtlayan Anapalı, ‘’Abdülhamit Han buradan geçmiş, Alman Hükümdarı Wilhelm bile burada kalmış, burası bedeli bilinmeyen bir yer. İstanbul’a Konstantinapol ismini veren Maximus Kontstantin, Nikomedialı yani doğma büyüme Kocaeli’li. Çocukluğunda Gebze Eskihisar kalesinde kalır, kral olduğu haberini Gebze’de kalır ve İstanbul’u başşehir yapacağım der. İstanbul’un başşehir olma kıssası Gebze’den başlar. Batı Roma’yı sarsan Hannibal burada yatıyor. Doğu Roma imparatorluğunu yıkan Fatih Sultan Mehmet burada öldü. 4. Murat, Bağdat seferine buradan çıktı, caddenin ismi hala Bağdat Caddesi olarak duruyor, İpek Yolu buradan geçiyor. Kocaeli tarih uzunluğu daima değerli oldu. Osmanlı için de kıymetli oldu, Cumhuriyet için de kıymetli oldu’’ açıklamasını yaptı.
‘’KOCAELİ BENİM VATANIM’’
Bu ortada kendisini Kocaelili olarak tanımlayan tarihçi Ahmet Anapalı, ‘’2020 yılında Gebze’ye taşındık, eşim Gebzeli, ben de Gebze’nin yani Kocaeli’nin damadıyım. Kocaeli vatan, benim yaşadığım, ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim bir vatan. Ben gece gözümü burada kapatıyorum, sabah gözümü burada açıyorum. Ben burada yaşıyorum. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Valiliği bir şey yapıyorsa burada yaşayan biri olarak beni direkt ilgilendiriyor. Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve tüm kurumlar, çok örnek ve çok hoş faaliyetler yapıyor. Ben yaptığı her faaliyetle Büyükşehir Belediyesi’ni ve Tahir lideri öncü olarak görüyorum’’ tabirini kullandı.
KOCAELİ İLE İSTANBUL AYRILAMAZ
‘Osmanlı için Kocaeli sancağı ne manaya geliyordu?’’ sorusunu da yanıtlayan Anapalı, ‘’Kocaeli, İstanbul’a giriştir ve İstanbul’dan çıktığında birinci menzildir. Cumhuriyet’in birinci yıllarında Gebze bölgesi yani Kocaeli’nin bir kısmı İstanbul demekti. Birbirinden bağımsız İstanbul ve Kocaeli’ni anlatmak mümkün değil. Osmanlı da Kocaeli’ni İstanbul’dan bağımsız kabul etmemiş’’ bilgisini verdi.
“HİPERAKTİF ÇOCUKLAR BİR FATİH SULTAN MEHMET’TİR”
Tarihçi Ahmet Anapalı, röportajın akabinde kitapseverlerle Selim Sırrı Paşa Salonunda bir ortaya geldi ve keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Anapalı, “Hepimizin çocuğu var, yaramazlar. Çocuklar niçin yaramaz zira yiyorlar enerjiyi oluyorlar lakin atamıyorlar. Bundan sonra çocuk ne yapıyor meskende oraya buraya zıplıyor. İşte bu çocuk meskende hiperaktif, öğretmenlerin rahatsız olduğu bir çocuğunuz varsa şayet keyifli olun Allah size Fatih Sultan Mehmet vermiştir. Şayet Fatih Sultan Mehmet bugün yaşıyor olsaydı. Muhtemelen öğretmen yahut müdür, veliyi çağırıp biz bu öğrenciden şikâyetçiyiz diyecekti. Evvel sınıf değişimi olacaktı, sonra rehberlik servisine gönderilecekti, sonra ram, sonra klinik ve ilaçlarla olağan insanlaştırılacaktı. Yani Fatih’ten çocuk olağan insanlığa iniş yapacaktı” dedi.
“FATİH AĞABEYİNE NAZARAN YARIM YAMALAK BİR EĞİTİM ALDI”
Bugün tarihteki Fatih’i değil, bugünkü Fatih’i anlatmak istediğini tabir eden Anapalı, “30 Mart 1432 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Han, sarayda üçüncü evlat olarak dünyaya geldi. Bizim için Fatih çok görkemli bir adam değil mi. İnanın ki değil, vallahi dram. Adamın hayatında trajediler var. Mecburiyetler onu İstanbul’u fethetmeye itiyor. Rahat bir hayatı olsaydı muhtemelen o denli bir deliliğe kalkışmazdı. Benim boyum 1.73, Fatih’in uzunluğu 1.78’di ve zayıftı. O şişmanlık hali hastalıklarından sonra oldu. Benim yaşım 49, Fatih benim yaşımda iken vefat etti. Kısa bir ömrü var. Çağlar açan çağlar kapatan Fatih. İki yaşında iken babası onu alır, annesi ile birlikte Amasya’ya, vali olan ağabeyi Ahmet’in yanına gönderir. İki yaşında ayrılır konutundan sonra Ahmet ölür, bir müddet sonra Edirne sarayına geri döner. Tipsin beyin yapıtında anlatır; babası 2. Murat, oğlu Fatih’in yaşadığından haberdar değil. Fark etmiyor gözü görmüyor. 2. Murat’ın asıl gözdesi, Fatih’in ağabeyi Alâeddin’dir. İnanılmaz bir adam çok hoş bir eğitimden geçmiştir. Enderun’da periyodun en ünlü ve önde gelen alimleri Alaeddin’e bilgi yüklemesi yapmışlar, muazzam bir eğitim almıştır. 2. Murat benden sonra tahta bu çocuk çıkacak diye onu işaret ediyor. Mehmet gariban, babası onu görsün diye uğraşıyor. Babası onun hiç farkına varmadı. Yarım yamalak bir eğitim aldı. O devrin alimleri, Fatih için bu çocuk olmadı yarım yamalak bir eğitim aldı, Alaeddin’in gölgesinde kaldı diyorlar. Biz bu çocuğu eğitemedik bu çocuk olmadı denilen Fatih için Roma kaynakları ise bu kadar mı eğitim olur kardeşim bu nasıl bir eğitim, 7 lisan biliyor ve makine mühendisi olarak mezun oldu. Bir insan bu kadar aydın olabilir mi diyor Romalılar” formunda konuştu.
“36 PADİŞAHIN 12’Sİ DARBELERLE YIKILDI”
Fatih Sultan Mehmet’in hayatına dair birçok kesiti anlatan Tarihçi Anapalı, “2. Murat Varna Savaşını yener gelir fakat oğlu 2. Mehmet’in başına geçmez. 1446’ya kadar iki yıl boyunca tahtta kalır. Daha çocuktur, tahta çıktığında Avrupa’daki hükümdarlar ve Papa üç gün üç gece cümbüş tertip eder. Eğlenin derler zira Mehmet daha çocuktur. Zira başlarında Murat üzere bir bela vardır. Avrupalılar tahtın başına bir çocuğun geçmesi ile rahat edeceklerini düşünürler. Fatih’i asker küçük görüyor, ulema beğenmiyor, Çandarlı sevmiyor ve bütün dünya memnun. Empati yap Fatih’in yerinde siz olun. Varlığın dosta endişe düşmana inanç verdi. Bu ortada birinci Osmanlı askeri darbesi Fatih’e yapıldı. Buçuk Zirve isyanı, var ya hani 15 Temmuz, 80, 60 darbeleri hani birinci darbe Fatih’e yapıldı. Osmanlı’da 36 padişahın 12’si darbe ile yıkıldı. Bu müthiş bir sayı. 12’si de darbe sonucu geldi. Osmanlı’nın üçte ikisi darbecidir. Darbeler cumhuriyetin ögesi değildir. Darbeler Osmanlı’dan cumhuriyete bulaşan bir mikroptur. Fatih en sonunda babası tarafından tahtan indirildi. Daha sonrasında Manisa’ya vali olarak geri gönderildi” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı