6 Şubat’ta binlerce kişinin hayatına mal olan ve sayılamayacak kadar çok topluluğu harap eden deprem felaketine tanık olduk. Kahramanmaraş merkezli deprem, Türkiye’nin 10 ilinde kapanmayacak yaralar açtı. 7.7 büyüklüğündeki deprem, ülkemizin büyük bir bölümünü yok etti ve sayılamayacak kadar çok can aldı.
Ve şimdi, hayatta kalmayı başaranlar korkunç trajedinin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda; depremde kaybettiklerinin yasını tutmak, yaşam alanlarından geride kalan enkazla yüzleşmek ve yeniden başlamak, belki de en zoru olan kendi kişisel yıkımlarının parçalarını toplamaya kadar…
Bu üzücü felaketin ardından yıkılan binaların, zorda olan insanların, hayvanların ve kurtarma görevlilerinin kahramanca eylemlerinin fotoğraflarını görüyoruz. Ancak göremediğimiz veya anlamadığımız şey, bir depremin hayatta kalanlar üzerindeki kalıcı etkileridir. Genelde onların düşüncelerine ve duygularına içeriden bakamayız; böylesine yıkıcı bir şeyin kişiye etkisini yalnızca hayal edebiliriz. Bu süreçte, hayatta kalanların psikolojik etkilerle başa çıkmalarına yardım etmek için psikolog desteği oldukça önemli bir hale geliyor.
Büyük bir depremin ardından bu en yaygın etkilerden bazılarını siz ya da yakınınız yaşıyor olabilir. Lütfen tedavi görmekten çekinmeyin.
1
DEPREM FOBİSİ
Uzmanlar, bu fobi veya korku ile ilgili odak noktasının başka bir deprem yaşama olasılığını kontrol etme arzusu olduğunu söylüyor. Ancak, bu açıkça bizim kontrolümüz dışında ve yaklaşan başarısızlık kaygıya neden oluyor.
2
ZİHİNSEL BARİKAT
Deprem ve diğer doğal afetlerden kurtulanların olayı kafalarında sürekli olarak yeniden yaşamaları tipiktir. Çevrelerinde daha güvenli olmalarına yardımcı olacağından, bir miktar normallik duygusuna geri dönmek için çabalamalılar. Yardımcı olmak için mümkün olan en kısa sürede bir rutine sahip olmaları ve bağlı kalmalarını sağlamak gerekiyor.
3
ANKSİYETE VE DEPRESYON
Bir kişinin hayatı bir depremle tehdit edilip alt üst edildikten sonra, kaygı ve/veya depresyon belirtileri göstermesi alışılmadık bir durum değil. İki hastalık; yorgunluk, uyku kaybı, günlük aktivitelere karşı ilgide azalma, sinirli olma ve konsantre olamama gibi benzer semptomlar gösterir. Bu semptomlar zamanla gelip gidebilir, ancak kalıcı oldukları kanıtlanırsa tedavi görmek önemlidir.
4
HIPERVIJILANS
Depremlerden kurtulanlar genellikle aşırı uyanıklık yaşarlar. Herhangi bir küçük gürültü, saklanmak için koşmanıza neden olur. Sevdiğiniz birinin iyi niyetli ama beklenmedik bir dokunuşu, korkuyla bağırmanıza neden olabilir. Bunun nedeni, vücudunuzun güvenliğiniz için başka bir tehdide karşı yüksek alarm halinde olmasıdır, bu da sizi gergin ve gergin hissettirebilir. Tipik olarak, bu tepki kendi kendine geçer, ancak geçmezse (TSSB Travma Sonrası Stres Bozukluğu) gibi çok daha ciddi bir şeyin belirtisi olabilir.
5
TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)
Doğrudan etkilenen insanların çoğu, TSSB’ye benzeyen birçok psikolojik semptom sergiler. Çoğunluk iyileşir, ancak bir azınlık iyileşme sürecinin bir yerinde takılıp kalır ve TSSB geliştirmeye devam eder. TSSB belirtileri yoğun korku, geçmişe dönüşler ve kabusları içerir. Bu, bir depremin birey üzerinde yaratabileceği en şiddetli ve kalıcı psikolojik etkidir.