Paz. Nis 28th, 2024

Tıpatıp aynı giyinen ikizler, modeller, influencer’lar ve anne-kızlar, iki kişinin birlikte kurduğu markalar ya da rakiplerin imza attığı ortaklıklar… “Twinning” trendi hepsini anlatıyor, ama bununla da yetinmeyip sizleri uçsuz bucaksız bir beyin fırtınasına davet ediyor.

Modanın, ünlü sosyolog George Simmel’in vurguladığı gibi bütünleşme ve farklılaşma gibi iki eğilimi kucakladığını, kişiyi yaratıcılığı doğrultusunda bireyselleştirirken tekrarlanan trendler paralelinde de bir gruba aidiyet sağladığını biliyoruz. Benzerlik, bütünleşme ve aynılaşma, gruba aidiyetle birlikte kişiye özgüven verir, konfor ve dayanışma sağlar.

Pandemiyle birlikte yalnızlaştığımız, kozamıza kapanıp gruplara dahil olamadığımız ve sosyalleşemediğimiz günlerin ardından şimdi yeniden sokağın renklerine ve kalabalıklara karıştığımız bir döneme giriyoruz.

İletişim ve bağ kurma arzusunun, kendi gibi olanla benzeşip güçlü hissetme gibi duyguların ağır bastığı şimdilerde ikiz gibi giyinme trendinin moda dünyasında ağırlık kazanması tesadüf olmasa gerek.

Twinning trendi moda haftalarında fırtına estiriyor. Influencer’lar, kız kardeşler ve yakın arkadaşlar ikiz gibi ya da aynı modelin farklı renklerini giyerek, bazen de benzeyen parçalar kullanarak ilham veren kombinler yaratıyor. Twinning bir stil mesajı taşımasının dışında birlik, beraberlik, dostluk ve aynı tarafta olma gibi anlamlar da içeriyor.

İngilizcesi “twinning” olan, “twin”(ikiz) ve “dressing” (giyinme) kelimelerinin birleşmesinden oluşup ikiz gibi giyinmek, iki kişinin aynı şekilde giyinmesi anlamlarını içeren bu trend, aslında yeni olmasa da içinde bulunduğumuz sosyal dinamiklerde yeniden anlam kazanıyor, pandemide maruz kaldığımız ruhsal ve fiziksel yalnızlığa iyi geliyor.

Twinning fiziksel bir benzerliğin ötesinde ortaklık, kız kardeşlik, birlikte yürütülen ve paylaşılan sorumluluklar, yan yanalık gibi kavramları da kapsadığından geniş bir çerçevede zengin içerikler doğuran bir trend olarak incelenmeyi hak ediyor. Twinning ’i aynı filmde başrol oynayan iki dün ya starı ya da aynı sahneyi paylaşan iki büyük ses sanatçısı üzerinden bile yorumlayabiliriz.

Ruh ikizi arayışı aşktan sonra moda dünyasının farklı kulvarlarında ve hayatın çeşitli alanlarında son hız devam ediyor.

TAMAMLAYICI STİLLER
Çiftlerin, influencer’ların, iş ortaklarının, kız kardeşlerin ya da yakın arkadaşların moda haftalarında ve sosyal medyada ikiz gibi görünmelerine sıkça rastlıyoruz.

Benzer ama tıpatıp aynı giyinmeyen Los Angeles’lı ikiz modeller Hope and Grace Fly (@flytwins) aralarında bağımlı ve özel bir ilişki bulunduğunu söylüyor. Moschino ve Gucci markalarının reklam kampanyalarında boy gösteren, ELLE’in Amerikan edisyonunda da dikkat çeken ikizler, moda dünyasının aranılan yüzlerinden. Moda haftalarında fotoğrafçıların kadrajına takılan ikiz kız kardeşler Molly ve Reese Blutstein da birbirinin stilini tamamlayan kıyafetleriyle dikkat çekiyor.

Molly ve Reese Blutstein

İkizlerin benzeyen ve tamamlayıcı stillerinin arka planda doğurdukları birbirine destek olma, birbirine güç verme, arka çıkma fikirleri sadece moda dünyasında değil toplumsal hayatta da en çok özlenen, aranılan duygu durumlarından biri. Ayrıca tamamlayıcı giyimin özellikle kombinleme konusunda sıkıntı yaşayanlar için ilham verici olduğunu da hatırlatalım.

Twinning trendine verilebilecek en son örneklerden biri de, geçtiğimiz Met Gala’ya tıpatıp aynı kıyafetlerle katılan Alessandro Michele ve arkadaşı, iş ortağı Jared Leto. Saç stillerinden ayakkabılarına, çiçek işlemeli takım elbiselerinden çantalarına tam bir aynılık içinde olan ikilinin bu ikiz gibi görünme arzusu ilk değildi; 2008 yılındaki Met Gala’da da birbirini tamamlayan kıyafetlerle dikkat çekmişlerdi.

Çiftin, “Yaldızlı Çağ” olarak çevrilen “Glided Glamour” konseptiyle öne çıkan moda dünyasının en önemli etkinliklerinden sayılan Met Gala’da katıksız ve şaşırtıcı bir aynılıkla göz doldurmaları, Yaldızlı Çağ’ın en yıldız isimleri arasında sayılmalarına olanak sağladı.

Son Met Gala’ya tıpatıp aynı giyinerek katılan iki arkadaş ve iş ortağı Alessandro Michele ile Jared Leto’yu birbirinden ayırmak ilk bakışta zor.

MODA İŞBİRLİKLERİ VE TWINNING
Aslında twinning trendi moda dünyasında yeni değil. Şarkıcı ikiz kardeşler Aya ve Ami Suzuki, yan yana gelince “best friends” yazan deri ceketleri, benzer gardıropları ve sarı saçlarıyla dikkat çeken Caroline Vreeland ve Shea Marie, yıllardır moda haftalarında, sokaklarda ve defilelerin ilk sıralarında yer alarak ikiz stilini bizlere çok iyi anlattılar.

Retro soslu burjuva stilleriyle moda haftalarında ve sosyal medyada dikkat çeken Molly ve Reese Blutstein kardeşler, meleksi ve aynı zamanda hiptonik görünümleriyle Wes Anderson filmlerinden fırlamışa benziyor.

Bire bir aynı giyinmenin yanı sıra, farklı renk aynı model, aynı markanın farklı parçaları ya da bir trendin iki farklı yorumu şeklinde tezahür eden twinning trendi benzer görünmek dışında birliktelik, ikilik, ortaklık gibi kelime ve anlamları da türeterek çeşitli işbirliklerini ve düşünce biçimlerini akla getiriyor.

Tamamlayıcı stilleriyle öne çıkan ikiz kız kardeşler Anna ve Sonia Kuprienko’nun Bloom Twins isimli bir müzik grupları var.

Geçtiğimiz yıl Alessandro Michele’nin Balenciaga’nın logolarını Gucci kıyafetlere taşıması, kapsül koleksiyon ve işbirliği gibi daha “sıradan” birlikteliklerin ötesinde oldukça yaratıcı bir içerik ortaya çıkararak bir stil kodları buluşmasına olanak sağladı ve “ikiliklerin” içerik ve yöntem ne olursa olsun heyecan verici sonuçlar doğurabileceğini gösterdi.

Bir başka tasarım twinning’i olarak yorumlanabilecek Versace ve Fendi buluşmasında; Versace x Fendi Sonbahar/Kış 2021-2022 koleksiyonu, Versace’nin ikonik medusa sembolünü çevreleyen Fendi logosuyla sunuldu.


VERSACE X FENDI

Dinamizmini her daim canlı tutmaktan vazgeçmeyen modanın karşımıza bir Prada ve Raf Simons işbirliğiyle çıkması da twinning trendinin zengin açılımlarından biri olarak yorumlanabilir. Miuccia Prada ve Raf Simons’un güçlerini birleştirmesi, iki farklı bakış açısını ortak bir diyalogda buluştururken doğurduğu yepyeni stil kodları ve düşünce biçimleriyle “ikiliğin” verimliliğini de göstermiş oldu. Miuccia Prada ve Raf Simons birlikte tasarladıkları İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonlarını geçtiğimiz 24 Eylül’de Milano Moda Haftası kapsamında Milano ve Şanghay’da eşzamanlı göstererek, ikili bir podyum sunumuna ve moda tarihinde bir ilke imza attılar.

“Bir moda ve paylaşım kutlaması” olarak adlandırılan ve “senkron görünümler” formatında fiziksel ve dijital deneyimi birleştiren defilede teknolojinin gücüyle bir araya gelen görünümler, twinning’in günümüzde ne derece etkin ve vazgeçilmez olduğunu gösteriyor.

İşbirliklerinin “hacklenme” olarak da yorumlandığı teknolojik çağda, Y/Project ve Diesel tasarımcısı Glen Martens’ın Jean-Paul Gaultier’nin İlkbahar/Yaz 2022 ko- leksiyonunun dümenine geçmesi de yine bir başka “hacklenme” ya da twinning yorumu. Martens kendi dili olan üç boyutlu metal çiçekleri ve tel örgülü kumaşları Gaultier’nin diliyle, korseleri ve denizci çizgileriyle harmanlayarak ortaya üçüncü bir dilbilgisi çıkarmayı başardı.

GUCCI X BALENCIAGA

Twinning trendinin yarattığı sınırsız dünyada aklımıza gelen Manolo Blahnik x Birkenstock, Burberry x Supreme ya da benzeri beklenmeyen işbirlikleri, markaların tek başlarına yarattıkları yankıdan çok daha fazla ses getirerek ve farklı olasılıklar doğurarak ikili oyunların ne kadar değerli ve vazgeçilmez olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bize.

Koton, Anneler Günü vesilesiyle hem erkek, hem de kız çocuklarının anneleriyle aynı kombini giyebilmesi için özel bir koleksiyon hazırladı. Calzedonia da Mini Me kapsül koleksiyonu ile twinning trendini anne ve kız çocukları üzerinden yorumluyor.

Şunun da altını çizelim; rakip markalar ve tasarımcılar ortak bir yolda ilerlemeye karar vererek sadece özgün ve heyecan verici sonuçlar keşfetmekle, daha popüler olmakla kalmıyor, tüm dünyanın duyması gereken barış ve diyalog mesajları da vererek toplumsal gündeme damga vuruyor.

İspanya kraliçesi Letizia Ortiz Mayıs ayında Merida’da gerçekleşen bir ödül töreninde ödülünü almak için sahneye çıkan Inmaculada Vivas ile pişti oldu. Twinning bazen programlı değil, tesadüfi de gerçekleşebiliyor. İki kadın buna sadece güldü.

TWINNING VE SISTERHOOD: ORTAK DEĞERLER
Twinning benzer giyinme, benzer düşünme ve yukarıda saydığımız iş ortaklıkları dışında iki kız kardeş, iki sevgili, karı/koca ya da iki arkadaş tarafından kurulan markaları da akla getiriyor.

Bugün bir dünya markasına dönüşen Beste ve Merve Manastır kardeşlerin birlikte kurup büyüttükleri çanta markası Manu Atelier, New York Fashion Week kapsamında defile düzenleyen, starları giydiren ve ünleri çoktan Türkiye’nin sınırlarını aşan ikiz kardeşler Raisa ve Vanessa Sason’un birlikte kurdukları Raisa Vanessa markası, öncesinde iki yakın arkadaş, sonrasında gelin/görümce olan Begüm Özbaş Kısakürek ile İris Süloş Özbaş’ın yarattıkları takı markası Monapetra; iki kişilik moda yolculuklarından örnekler.

Moda dünyası iki kız kardeşin birlikte kurdukları çanta markası Manu Atelier gibi ikili ortaklıklarla dolu. Twinning bu ortaklıklar dışında son yıllarda moda sahnesini oldukça hareketlendiren marka işbirliklerini de çağrıştırıyor.

Bir elin nesi var iki elin sesi var mantığıyla hareket eden bu markalar, sorumluluk ve zorlukları paylaşırken hayal gücünü ve yaratıcılığı ikiye katlayarak çok daha büyük başarılara imza atıyorlar.

Özellikle iki kadın tarafından kurulan markalarda ve kadınların yer aldığı moda işbirliklerinde dikkat çeken karşılıklı destek, yardımlaşma, paylaşım ve dayanışma fikri, son günlerde öne çıkan kız kardeşlik (sisterhood) kavramını hatırlatıyor bize.

Raisa Sason ve Vanessa Sason

1970 yılında Amerikalı şair Robin Morgan’ın “Sister- hood is Powerful” kitabıyla ortaya çıkan bu kavram, 2017 yılında #MeToo olayı ile tekrar gündeme geldi ve patriarkal ilişkilere karşı kadın dayanışması ve gücünün altını çizdi. Sisterhood, Maria Grazia Chiuri’nin 2017 yılında feminist aktivist Chimamanda Ngozi Adichie’yle işbirliği yaparak yazarın “We Should All Be Feminists” kitabından ilham alan tişörtler tasarlamasıyla yeniden gündeme oturdu. Sisterhood kavramı her ne kadar kadınlar arasındaki dayanışma ve güç birliğine gönderme yapsa da twinning trendinin altını çizdiği birliktelik, paylaşım ve aidiyet gibi duygulara sahip çıkması bakımından burada twinning konusuyla ilişkilendirildi.

Tıpkı stilin yaşla ilgisi olmadığı gibi twinning’in de sadece gençler arasında popüler olduğunu söyleyemeyiz. Zebra desenli kıyafetleriyle bu çift Paris Moda Haftası’nda ilgi odağı oldu.

ZİNCİRİN HALKALARINDAN BİRİ
Bugün özellikle pandemi sonrası yalnızlaşmaya ve genel anlamda hüküm süren bireysellik ve yabancılaşmaya karşı tüm dünyada birleşme, dayanışma, gruplaşma, karşılıklı güven ve kaynaşmanın ne derece önemli olduğu dile getirilirken, twinning trendini insanları birbirine yakınlaştıracak geniş zincirin halkalarından biri olarak okumak mümkün.

En mikro düzeyde iki kişinin aynı kıyafeti giymesinden marka ortaklıklarına, kadın dayanışması ve “empowerment”dan iki rakip şirketin ortaklığa girişmesine (rekaberlik) uzanan farklı düşünceler üzerine kafa yormaya davet eden twinning trendi bugün sosyal ve politik ilişkilerin de temelini oluşturuyor.


Yazı: Selin Miloşyan

Fotoğraflar: GETTY IMAGES TÜRKİYE, IMAXTREE.COM

ELLE Türkiye Haziran 2022 sayısından alınmıştır.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen