Cts. Nis 27th, 2024

Şahmaran Farsça şah ve maran kelimelerinin birleşiminden oluşuyor ve yılanların şahı anlamına geliyor. Şahmaran insan başlı, yılan gövdeli olup efsanenin sonunda çağdaş tıbbın da arması olmuştur. Bilindiği kadarıyla 1429’dan beri Türkçe’de yazılıp üretilen Şahmaran efsanesi hakkında pek çok rivayet var. Bugünlerde ise Netflix dizisi ile tekrar konuşulur oldu.

Serenay Sarıkaya ve Burak Deniz’in başrolünde olduğu Netflix dizisi Şahmaran mitini konu alıyor. Dizinin özeti ise şöyle:

Şahsu (Serenay Sarıkaya), öğretim görevlisi olarak gittiği Adana’da yıllar önce annesini terk eden büyükbabasıyla (Mustafa Uğurlu) yüzleşmeye kararlıdır. Bu yolculukta kendisini Şahmaran’ın soyundan gelen ve Mar adı verilen sıradışı ve gizemli bir topluluğun ortasında bulur. Aşkın ve bilgeliğin en büyük sembollerinden olan Şahmaran efsanesine inanan Mar ırkı, Şahsu’nun da gelmesiyle tarihi kehanetin tamamlanmasını beklemektedir. Büyükbabasından geçmişin hesabını sormak üzere yola çıkan Şahsu’nun Maran (Burak Deniz) ile yollarının kesişmesiyle bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır… Diziye konu olan bu efsanenin ayrınıtıları ise şöyle:

Uzun boylu, geniş omuzlu, esmer tenli, çok yakışıklı bir genç yaşarmış. geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğlu olan Cemşab, bir gün arkadaşları ile bal dolu bir mağara keşfeder. arkadaşları, balı çıkarmak için aşağıya inen Cemşab’ı paylarına daha çok bal düşmesi orada bırakıp kaçar.

Cemşap Çaresizlik içinde beklerken bir ışık huzmesi görür. Işık huzmesi kendisine yaklaştıkça gözleri kamaşan Cemşap mağarada gizli bir yol bulur. Ellerini gözlerine siper ederek etrafına bakar ve uzunu, kısası, yeşili, siyahı ile envai çeşitte binlerce yılanın çevresini sarmış olduğunu fark eder. Yılanların baktığı yöne doğru bakınca birden dona kalan Cemşab bu zifiri karanlık mağaranın içinde hayatında gördüğü en güzel kadının yüzünü görür. Ona doğru daha dikkatli bakınca kadının belden aşağısının yılan olduğunu fark eder. “Ben yılanlar ülkesinin kraliçesi Şahmaranım. Benden sana zarar gelmez. Ben dünya düzeni kurulmaya başladığı andan beri vardım. Krallığıma hoşgeldin.” Der. Şahmaran ve Cemşab’ a nasıl yanına geldiğini sorar. Arkadaşlarının ihanetine uğradığını anlatan Cemşab’a Şahmaran nasihat eder ve insanların hainliğini, kötülüğünü anlatarak ona insanlardan uzakta kendi yanında kalmasını, gitmesine izin vermeyeceğini söyler. Gördükleri karşısında yaşadığı dehşeti ve şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışarak olduğu yerde kıvrılıp uyur…

Ertesi sabah uyandığında Şahmaran’ı karşısında mükellef bir sofranın başında ona kendinden geçmiş bir halde bakarken bulan Cemşap da gözlerini Şahmaran’dan alamaz.
Şahmaran, ben insanlığın bütün tarihini biliyorum deyip anlatmaya başlar. Günler boyu sohbet eden Şahmaran ve Cemşab arasında tarihin en soylu aşklarından birisi başlar.

Aradan 5 sene geçer ve Cemşab artık dayanamayacağını ailesini çok özlediğini söyler. İyi kalpli Şahmaran buna dayanamaz ve “iyi kulak ver. Biliyorum, gitmene izin verirsem sen de bana ihanet edeceksin ve yerimi diğer insanlara söyleyeceksin. Ancak bu topraklarda aşklar ölümünedir. Gitmene izin veriyorum. Ama bana bir söz vermeni istiyorum. Kimseye Şahmaran’dan ve burada yaşadıklarından bahsetme ve ne sebeple olursa olsun başka insanlarla suya girme” der. Cemşab şartları kabul eder ve yılanlar tarafından tekrar yurduna geri götürülür.

Cemşab mağaradan çıktıktan sonra bir köye yerleşip marangozluk yapmaya başlar.

Bir süre sonra köyün beyi ölümcül bir hastalığa yakalanır. Doktorlar hiçbir çare bulamaz. Alimler tek çarenin Şahmaran’ın ölürken çıkardığı zehrini içmek olduğunu söylerler. Şahmaran’ın suyunu alabilmek için de onun yerini bilen kişiyi bulmak gerektiğini söylerler. Şahmaran’ı bilen olup olmadığı herkese sorulur. Ancak kimseden ses çıkmaz. En sonunda Şahmaran’ın yanında kalan kişinin de ona benzeyeceği öğrenilir ve herkesi hamamlara sokmaya başlarlar. Cemşab’ın sırtı açıldığında yılan derisi gibi olduğu görülür ve Şahmaran’ın yanında kaldığı anlaşılır. Cemşab Şahmaran’ın kendisinden istediği kimsenin yanında soyunmama şartının sebebini o zaman anlar.

Cemşab beyin veziri ve adamları ile birlikte Şahmaran’ın yanına gider. Şahmaran Cemşab’a “Ey sevdiğim, üzülme. Biliyorum ki sen bana kendi canın için ihanet etmedin ama bende sana dememiş miydim bu topraklarda aşklar ölümünedir diye. Bak şimdi anladın mı? Sen üzülme ne olur! “Der.

Cemşabi Şahmaran’a “Şahmaran’ın suyu” hikayesinin doğru olup olmadığını sorar, Şahmaran bunu doğrulayıp açıklar. “Birinci su içen kişiyi öldürecektir, ikinci suyu içen tüm dertlerinden kurtulup iktidar sahibi olacak, üçüncü suyu içen kişinin de zekası keskinleşecektir.” Bunu duyan kötü niyetli vezir beyi öldürme yolunda kararını verir. Beyin adamları şahmaran’ı yaralar ve can çekişirken 3 defa kustuğu suyu alırlar. Cemşab Şahmaran ölürken ondan özür diler ve böyle bir ihanetin ona zorla yaptırıldığını anlatır. Şahmaran da ona inandığını söyler ve iyilik yapması için küçük bir fırsat vereceğini bunu kaçırmamasını tembihler. Birinciyi suyu içirdiği bey şifa bulmak üzereyken ikinci suyu içen vezir ölür. Cemşab da üçüncü suyu içer ve zekası keskinleşir.

Şahmaran son anda yaptığı planı ile bütün bilgisinin sevdiğine geçmesine sebep olur ancak Cemşab sevdiğini kaybetmenin acısına dayanamayarak şehir şehir, ülke ülke dolaşmaya başlar. O günden sonra Cemşab’ın Lokman Hekim olduğu rivayet edilir. Efsaneye göre Şahmaran’nın öldürüldüğünü yılanlar hala bilmez; öğrendiklerinde ise yılanların, Tarsus’u istila edeceği söylenir.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen